Fransa Büyükelçisi Laurent Bili, Türkiye'nin çeşitli illerinde ve Başkent'te yaşadığı anılarını SABAH Ankara okuyucuları için anlattı. Çok iyi Türkçe konuşan, Trabzon hayranı olan büyükelçi, yıllar önce yediği Kalkanoğlu Pilavı'nın tadını hala unutamadığını söyledi. Kültürel ve sanatsal aktivitelere katılmaya özen gösteren büyükelçi, aynı zamanda Başkent insanını 'çok sıcak' sözleriyle değerlendirdi.
TÖMER'DE DİL KURSUNA GİTTİ
Büyükelçi koltuğuna oturmadan önce Ankara'da 1995 ve 1998 yılları arasında başkatip olarak görev yaptığını belirten Laurent Bili, o yıllarda Türkiye'nin dış politikasıyla ilgilendiğini söyledi. Bili, her yıl mutlaka bir ay TÖMER'de dil kursuna katılarak Türkçe öğrendiğini anlatarak, "O yüzden Ankara'yı iyi biliyorum. Çok sevdiğim bir şehir. Ankara'da yaşayan birçok arkadaşım var" dedi.
SAMİMİ VE SADE BİR ŞEHİR
Ankara'yı romanlarıyla ünlü Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun kitabında belirttiği gibi bulduğunu anlatan Bili, "Ankara'da en sevdiğim şey sade ve samimi kardeşlik havası" diyor. Başkent'te bulunmadığı zaman içerisinde kentin çok değiştiğini anlatan Bili, "Ankara inanılmaz değişmiş. Sosyal ve kültürel yaşam da buna paralel gelişiyor. Eskiden Esenboğa Havalimanı küçüktü. Şimdi ise oldukça modern ve büyük" diye konuştu.
YEMEKLERİNİZİ ÇOK SEVİYORUM
Büyükelçi Bili, "Eşim piyano çalıyor. Benim sanatsal bir yeteneğim maalesef yok. Ama 1920 ve 1998 yılları arasında basılan tüm Türk pulları ben de mevcut. Pul koleksiyonum var" dedi. En çok sevdiği Türk yemeklerini de sıralayan Laurent Bili "Genel olarak Türk yemeklerini severim. Trabzon'un yerel yemeklerinin neredeyse tamamını tattım. Hamsili pilavdan Karadeniz Pidesi'ne, mıhlamadan Laz böreğine kadar. Ama en sevdiğim mekan Pazarkapı'daki meşhur 150 yıllık Kalkanoğlu Pilavcısı. Burada yediğim pilavı unutamıyorum" dedi.
TÜRKİYE VE FRANSA BİRBİRİNE BENZİYOR
"Eskiden belli yerlerde alışveriş yapılabiliyorken şimdi istediğiniz yerde yapabiliyorsunuz" diyen Büyükelçi Laurent Bili, şöyle konuştu: "Genel olarak ülkedeki her şey değişiyor. Yollar, ekonomi… Ama değişmeyen tek şey Ankaralılar'ın misafirperverliği." Fransa ile Ankara'nın benzer yönleri olduğunu vurgulayan büyükelçi, iki ülkenin eşsiz manzaralara sahip olduğunu, her yıl milyonlarca turisti ağırladıklarını söyledi. Ankara'da çok fazla trafik problemi olmadığı için İstanbul'a göre daha rahat yaşandığını düşünen büyükelçi, iş hayatından fırsat buldukça spor yapmayı seviyor. Ailesiyle Kızılay'ı gezen, birçok sergiye katılan Laurent Bili, özellikle Hamamönü'nü keşfettiğini söylüyor.