Ankaragücü'nün 1461 Trabzon karşısında kazandığı zaferi kelimelerle, cümlelerle ifade etmekte inanın zorlanıyorum. Veda etmekte zorlandığımız tarihi
19 Mayıs Stadı'nda çok maça tanıklık ettim. Ama böylesini hiç görmedim. Bu çok farklı, çok anlamlı bir mücadeleydi. Tanık olduğumuz futbol karşılaşmasından çok, farklı anlamlar ifade eden bir 90 dakika ve daha fazlasıydı. Sahada iki farklı amacı olan takım vardı. Biri koskoca 103 yılı geride bırakıp
"olmak ya da olmamak" diye tabir edilen ince bir çizgide gidip gelen, 100. yılında şampiyonluk hayal edip sonrasında kapısına kilit vurulacak bir durumla karşı karşıya bırakılan
Ankaragücü. Diğeri, yerlerde sürünen
Türk futbolunun yeniden inşa edilmesi adına çok önemli mesajlar veren
1461 Trabzon takımı.
Birisi
PTT 1. Lig'de şampiyonluğa oynuyor, diğeri 32 yıl sonra düştüğü ligde tutunmaya çalışıyor. Konuk ekipte
Francıs Ofodeu dışında bir tek yabancı yok.
Ankaragücü'nde ise
Timur ve
Bilal'ın dışında tüm futbolcular
Tandoğan Tesisleri'nde yıllar önce bugünler için yetiştirilip futbolumuza armağan edilmiş isimsiz kahramanlar. Her iki takımın da amaçları farklı olduğu için çok büyük zorlukları var. Ama
Ankaragücü'nün genç futbolcularının yaşadıkları çok farklı. Dünyada hiçbir kulüp futbolcusunun yaşayamayacağı kadar sorunla boğuştular. İnanın abartmıyorum. 2013 ocak ayında
Mehmet Yiğiner başkan olmadan önce bu futbolcular karınlarını bile doyurmakta zorlanıyordu. İçlerinde antrenmana gelecek dolmuş parası bulmayan, cep telefonuna kontür yükleyecek parası olmayanlar vardı. İşte futbolumuzun en zor liginde bu şartlarda ter akıttılar.
Mustafa Kaplan ve öğrencileri
Ankaragücü için onur mücadelesi verirken, farkına varmadan
Türk futboluna en büyük iyiliği yapıyorlardı.
Ankaragücü'nün aslan yürekli gençleri şu ana kadar 19 puan topladı. Bu puanlar iki katına çıkmadıysa bunda en büyük pay hakem hataları ve tecrübesizliğe ait. Eğer onlara hak ettikleri destek verilseydi bugün
Ankaragücü ve
Türk futbolu adına hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği bir tarih yazılacaktı. Maçın oynandığı saatlerde futbolumuzun patronu
Yıldırım Demirören Ankara'daydı. Ampute futboluna destek için gelmişti. Çok hayırlı bir mesai idi. Keşke kurmayları
Demirören'e iyi bir program hazırlayıp da
Ankaragücü-1461 Trabzon maçını da izletseydi. İyi bir iş yapmış olurlardı. Ama düşünemediler.
Yıldırım Demirören'e Ankaragücü ile ilgili çok çağrıda bulunduk.
Ankaragücü'nün bu genç futbolcularının mücadelesinden çıkarılacak çok ders var.
Demirören mutlaka bunları g