Bu köşeden inanarak ve altını doldurarak iddia ettiğimiz bir tez var:
Ankara eski
Ankara değil…
Başkent artık
Türkiye'nin değişim ve yenileşme arzularının plan ve programa bağlandığı yer.
Bakın demokratikleşme sürecine…
Tüm dinamikler
Ankara'dan harekete geçirilmiştir.
Bakın, ekonomik büyüme ve istikrar çizgisine…
Ankara'nın koordinatları belirleyicidir.
Vesayet rejimi gibi korkunç bir yapıyı tasfiye eden yine
Ankara'dan başka bir yer değildir.
***
İşte
Barış Süreci…
Nereden bakarsanız bakın, tarihi bir gelişmedir.
Türkiye ilk kez kendi sorun çözme yeteneğini devreye sokuyor.
Kendi sorununu kendi çözüyor.
Tam bir yerli malı modelle üstelik.
Barış Sürecini beğenmeyip eleştirebilirsiniz…
Ama bu inisiyatifin içinde yabancı bir parmak gösteremezsiniz.
***
Türkiye'nin yeni gerçeklerinden birini tekrar edeyim:
Ankara çözümün, değişimin, refahın yeni karargâhıdır…
İstanbul ise kısaca statükocuların toplanma ve direnme adresi.
Zaten öyle olduğu için statükocu muhalefet
Ankara'da bir varlık gösteremiyor.
Çünkü
Ankara'da statükonun zemini kalmamıştır.
Muhalefet partileri genel merkezlerini İstanbul'a taşısalar inanın daha etkili olurlar.
Sonuçta siyaset bir sosyal iklim gerektirir…
Ankara'nın iklimi değişmiştir ve göründüğü gibi muhalefet için uygun değildir.
O nedenle…
Ankara'yla "statüko" kavramını hala bir arada telaffuz edenleri görüyorum… Gülüyorum!