Ankara Milli Mücadele tarihimizle özdeşleşmiş bir şehir.
Tarih kitapları
Milli Mücadele tarihinden bahsederken
Ankara için
"bozkır" tabirini kullanır.
Bu tabir doğrudur.
1920'lerin Ankara'sı gerçekten bozkırdır.
Papazın Bağı ve etrafındaki güdük bağ bahçeyi…
Keçiören'deki bağ bahçeyi saymazsak toprak rengi bir şehirdir
Ankara.
***
Atatürk Ankara'yı yeşillendirmek için çaba sarf etmiş.
Menderes bu konuyla özel olarak ilgilenmiş.
Ama ne yazık ki bozkır
Ankara'sını yeterince yeşille buluşturamamışlar.
Esenboğa yolu elli sene bizi yabancılara mahcup eden bir bozkır
Ankarası simgesi olarak varlığını sürdürdü.
1990'lı yıllar
Ankara'nın kendini dönüştürme yılları oldu.
1990'lı yıllarda kişi başına düşen yeşil alan miktarı 2 metrekare iken bugün 18,3 metrekare olduğunu öğreniyoruz.
Refüjlerde yükselen çınar ağaçları… Yeşilin her tonunu görebileceğiniz parklar… Ve çılgınca sürdürülen ağaçlandırma çalışmaları bu rakamın bozkırdan yeşile doğru bir değişimin ifadesi olduğunu anlamamızı sağlıyor.
***
Bozkır dönemleri çok geride kaldı.
Ankara'nın şimdiki hedefi dünyanın en yeşil şehirleri arasına girmek olmalı.
Keşke
Anadolu'nun hala bozkır çağını yaşayan şehirleri de
Ankara'da yaşanan bu yeşil devrimi kendilerine örnek alsalar.
Ankaralılara bir tavsiyem:
Bu bahar günlerini kaçırmayın… Binin arabanıza dolaşın
Ankara'yı.
Ne kadar yeşil bir şehirde yaşadığınızı göreceksiniz.