Ofis mobilyalarında kullanılan ürünler yaşanılan coğrafya ve kültüre göre belirleniyor. Siteler'de hizmet veren Ofis Tekin'in yaptığı çalışma bu gerçeği bir kez daha ortaya koydu. Dünya ofis mobilyalarının değişkenlik gösterdiğini tespit ettiklerini ifade eden Ofis Tekin'in Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Tekin, "Avrupa, Asya ve Amerika'da ofisler farklı karakteristik özellikler taşıyor. Yaşanılan coğrafya ve kültür, ofis mobilyasının tarzını belirlemede önemli bir faktör" dedi.
SARAY HAVASINI YANSITIYOR
Yapılan çalışmaya göre, Amerikalılar modern, Avrupalılar klasik, Asyalılar minimalist ofis mobilyalarını tercih ediyor. Araplar'ın tercihleri ise göz dolduran ve ihtişamlı mobilyalardan oluşuyor. Ağırlıklı altın kaplamalı mobilyalar tüketen Araplar 'saray havası'nı iş yerlerine de yansıtıyor. Mobilya seçimi ile kullanım standartları da değişiyor.
ŞAŞALI MOBİLYALA R
Almanlar yumuşak koltukta oturmuyor, sert koltuk kullanıyor. Amerikalı içinde kaybolacağı, yumuşak koltukta oturmayı seviyor. Ruslar'a düz bir şeyi sevdirmek mümkün değil. Ünlü saraylarındaki gibi gösterişli mobilyaları tercih ediyorlar. Türkler'de ise Osmanlı'dan bu yana süregelen bir lüks tutkusu var. Özellikle oymalar, kakmalar ve varaklar ofis tercihlerinde de ön planda.
"HAK ETTİĞİ PAYI ALA MIYOR"
Cemal Tekin, tüm olumsuzluklara karşın mobilya üretiminde Ankara'nın sektörde lider il olmaya devam ettiğini anlatarak, "Ağırlıklı olarak Siteler'de 5 bin 361 firmada 30 bin 62 çalışan bulunuyor. Firma sayısı bakımından Ankara'yı 6 bin 458 firma ve 35 bin 633 çalışan sayısı ile İstanbul geçti. Kaliteli üretime karşın ihracatta Türkiye'nin özellikle de Ankara'nın hak ettiği payı alamıyor" diye konuştu.
'İHRACATTA ÇOK GERİLERDEYİZ'
Dünya ticaret hacminde mobilya sektörünün yüksek rakamlarla ifade edildiğini, Türkiye'nin pastadan aldığı payın ise çok düşük olduğunu anlatan CTekin, şöyle konuştu: "Toplam üretimin sadece yüzde 15'ini ihraç edebiliyoruz. Dünya pazarındaki payımız ise sadece yüzde 1.5. Buna karşın Çin'in payı yüzde 48.4. Dünya mobilya ticaretinde ne yazık ki çok gerilerdeyiz."