Yaz mevsimi ile aramızda her zaman çelişkili bir ilişki vardır.
Temmuz - Ağustos aylarında sıcaklardan şikayet eder, sonra kış gelip üşümeye başlayınca da yaz günlerini özleriz.
Ne zaman böyle bir fikir, kavram, anlam etrafında düşünce turu atsam, onun
sanat, düşün dünyası ve popüler kültürdeki karşılıklarına da bir göz atma ihtiyacı ya da merakı duyarım. Bakın neler var neler: "Kış mevsiminin en derin yerinde anladım ki, içimde
mağlup edilemez bir yaz taşıyorum"
-
Albert Camus "Yaşamın her yaz
yeniden başladığına dair samimi bir kanıya sahibim"
-
F.Scott Fitzgerald "Keşke kelebek olsaydık ve sadece üç yaz günü yaşasaydık.
Seninle geçireceğim o üç günde, 50 alelade yılda alacağımdan daha büyük haz duyardım"
-
John Keats "İnsan, içinde bir parça yaz saklamalı… Kış ortasında bile"
-
Henry David Thoreau. "En
güzel anılar parmak arası terliklerle yaşanır"
-
Kellie Elmore "Sevinç gözyaşları, günışığıyla beslenmiş yaz yağmuru taneleri gibidir"
-
Hosea Ballou "Sevindiren bir yaz yağmuru gibi, mizah da yeryüzünü, havayı ve insanı bir anda serinle- tip rahatlatır"
-
Langston Hughes "Ah yaz, bize aynı anda hem mutluluk hem de sıkıntı veren ne büyük bir güce sahipsin"
-
Russel Baker "Gözyaşları kalbe yaz yağmuru gibi gelir"
-
Alfred Austin "Yazın en derin noktasında,
tembellik saygıyla karşılanır"
-
Sam Keen "Ah yaz gecesi, ışıklı gülüşüyle safirden bir tahtın üzerinde oturuyor…"
-Barry Cornwall
"Yaz öğledensonrası… Benim için tüm zamanların İngilizcede söylenmiş en güzel iki sözü"
-
Henry James "Aşksız hayat, yazsız geçen bir yıla benzer" - İsveç atasözü.