Çok özel ve müstesna günler peş peşe geldi. Önce
Ankara'nın başkent oluşunun 90. yılını kutladık. Ardından da mübarek
Kurban Bayramı'nın idraki içinde bulunmaktayız. Böylesine anlamlı günler, ulusal ve evrensel gelişmelerden kopmadan 9 yıldır sürdüğümüz yerel habercilik mücadelemizde insanı derin düşüncelere sevk ediyor. Bozkırın ortasında sıradan bir Anadolu kasabasından metrolu bir metropolitene dönüşen
Ankara'da çok önemli gelişmelere tanıklık ediyoruz. Tabi bunun yanında
Başkent'in iddiasına ve konumuna yakışmayan çarpıklıklarda yok değil. Hem de bir hayli fazla. Herkes kendi alanında bunun değerlendirmesini mutlaka sıhhatli bir şekilde yapacaktır. Başkentimiz adına eleştiri ve özeleştiride bulunmak için böylesine özel günler bir fırsat olmalı. Bizler spor alanında bu şehrin nabzını tutuyoruz. 1923'den beri spor adına da ölümsüz şehir ebedi başkent Ankara'da çok önemli işler yapıldı. Bunu kimse inkar edemez. Yeterli mi elbette değil. Tüm
Türkiye'de olduğu gibi
Ankara'da spor maalesef yeterince anlaşılmış değil. Sağlıklı bir toplum yaratmak için sayısız faydası olan spordan, ekonomik, sosyal ve istihdam noktasında Başkent kimliği ile örtüşen faydalar temin edemiyoruz. Sporcu ve tesis sayımız çağdaş ülkelerin rakamlarıyla kıyaslandığında çok cüce kalıyor.
Ankaragücü gibi 103 yıllık,
Gençlerbirliği gibi cumhuriyetle yaşıt bir spor kültürüne sahip olmamıza rağmen olimpiyat düzenlemeğe aday bir ülkenin başkenti gibi durmuyoruz. Futbolun dışında takım sporlarına gösterdiğimiz tribün sevgisi son derece yetersiz. Atletizmden yüzmeğe kadar amatör branşların mahzun ve öksüz bırakılışı başkent kimliğine yakışmıyor. İlimizin en büyük spor organizasyonu olan amatör futbol tesis yetersizliği nedeniyle yıllarca büyük ıstırap çekiyor. Spora en büyük desteği veren yerel yönetimler olmasına rağmen onların da ciddi yanlışlıklar içinde olduğunu görüyoruz. Kulüplerin geleceği tehdit altında. Hiçbir kulüp önünü göremiyor. Başkent sporunda büyük bir dağınıklık ve koordinesizlik hakim. Doğrusunu söylemek gerekirse 5 milyonluk bir kentte ciddi bir spor politikamız yok. Bu 90 yıllık bir
Başkent'e yakışmıyor. Sporu bu kadar hafife almak lüksümüz olmamalı. Türkiye olimpiyat yapacaksa
Ankara'daki çarpılıkları iyi görmemiz lazım. Bu şehrin kaderinde rol oynayan tüm kurum ve kuruluşların yetkileri artık durumun ciddiyetine varmalı. Cumhuriyetin 100 yılına bu kötü fotoğrafla girmemeliyiz. Etkin ve yetkin kişiler bu günleri fırsat bilip, gerçeği görüp kendilerini samimi bir eleştiri ve özeleştiriye tabi tutmaları gerekir. Bayramlar ve özel günler bunun için iyi fırsat. Yeter ki kafamızı kuma gömmeyelim.