Çok değil bir kaç gün önce
Gençlik ve Spor Bakanlığı koridorlarında tarihin derinliklerinden gelen, başarıları ile Türk bayrağını göndere çektiren kişilerin ayak sesleri vardı. Hatırlanmış olmanın mutluluğu ile gururlu ve vakur bir şekilde huzura geldiler.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Şampiyonlar onur konuğumuz'' programı üçüncüsünde
Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında kürsüye çıkanlarla bir araya geldi.
Bakan, gösterişi pek sevmiyor.
Tabiri caizse; 'Şov' açık değil. Her yaptığını,
"Kör parmağım gözüne'' dercesine basın önünde gerçekleştirmekten kaçınıyor. Eski şampiyonlarla buluşması da öyle oldu.
1992'de
Barcelona'da yapılan
Olimpiyat Oyunları'nda Türkiye'ye Olimpiyatlar'da ilk madalyayı kazandıran kadın sporcu
Hülya Şenyurt'un söyledikleri şimdiki ve gelecekteki sporculara nasihat şeklindeydi. Judo'da 48 kiloda bronz madalya kazandırarak şeref kürsüsüne çıkan
Şenyurt, "Bu diyalog ortamını 1000 cumhuriyet altınına değişmem. Sizlere böyle bir projeyi başlattığınız için teşekkür ediyorum'' diyerek maneviyatın önemine değindi.
Şampiyonlara sahip çıkmak gerçekten de çok önemli. Kendine has güreş teknikleri ile dünya ve Avrupa şampiyonu olma başarısını gösteren Ali Rıza Alan da
"Geçmiş dönemlerde bu tip kabuller ve bir araya gelmeler olmadı. Bu onur verici'' diyerek sahip çıkılmanın mutluluğunu dile getiren isim oldu.
Elbette şampiyonlar geçmişle gelecek arasında kurulacak köprünün en sağlam taşları olacak. Yeter ki, onları şov malzemesi yapmayalım.
Yeter ki onları
"adet yerini bulsun'' diyerek gündeme almayalım.
Bakan Akif Çağatay Kılıç da eski şampiyonlara yönelik yaptığı konuşmasının arasında
"Sohbet edip ayrılanlardan olmayacağız.
Başarılar kitapta kalmamalı" diyerek bu mesajı vermiş oldu.