Çankaya, muhit olarak eskiden halk ağzında
"çengi kayası" olarak anılırmış, bir yazımda belirtmiştim. Bizim esmer tenli göçerlerimiz belli zamanlarda atları, arabaları ile bu bölgeye yerleştikleri için bu adla anılırmış
Çankaya. Şehre yakın, kayaların gölgesinde esintili bir yer olmalı ki göçerler buraya sere serpe yerleşiyorlardı. Şimdi o kayalarından eser yok
Çankaya'nın fakat yine çok esintili.. Hele
'yerleşme' zamanlarında bu esinti fırtınaya dönüşüyor! Fırtınanın yalnızca
Çankaya ile sınırlı olduğunu söylersek yanlış olur..
***
Çankaya'da birkaç güne kadar gerçekleşecek olan değişiklik
Memleket içinde olduğu kadar dışarıda da büyük merak ve çoğu zaman endişeyle izleniyor. En az
on başkent Çankaya'daki değişikliğin ne olacağını çok yakından takip ediyor. Yalnızca takip etmiyorlar;
doğrudan değilse bile dolaylı müdahale halindeler. Aday belirlemeye kadar da işi ileri götürdüler. Tahmin değil bu söylediklerim, ömrümüz olursa ilerde bunları bir bir öğreneceğiz. Çünkü bu defa
Çankaya'daki değişikliğin çok şeyi değiştireceğini biliyorlar.
İsrail Gazze'yi Filistinliler için mi bombalıyor? Daha da ötesi
Gazze'yi İsrail mi bombalıyor sanıyorsunuz? Bunu böyle düşünürsek
"ahmak" olmayı da kendimize yakıştırıyor olmalıyız. Kimse bizim aklımızı, zekâmızı test etmesin. Başkentlerinde huzur içinde oturanlar, akan kandan birinci derecede sorumludurlar.
***
2007'den bu yana bütün seçimlerimizin Türkiye için hayati ve bölgenin kaderiyle de yakından ilgili olduğunu iyi anlamak gerekmektedir, 2015 de buna dâhil.. Kahire'deki, Şam'da, Bağdat'ta, Libya'daki olaylarda HEDEF TÜRKİ- YE'DİR bunun bilinmesi lazım. Buralardaki kargaşa ve karışıklıkların Türkiye'yi her bakımdan ne kadar etkilediğini ve çok acıttığını iyi biliyorlar. Ekonomik kayıplarımız bir yana, işlenen cinayetlerin, bilhassa çocuk ölümlerinin yüreğini yakmadığı bir tane vatan evlâdı var mı acaba? Belki vardır?!
***
Kukla bir yönetim altında olmanın halkları, devletleri, ekonomileri ne hale düşürdüğü içinde bulunduğumuz coğrafyada çok açık şekilde görülüyor.
Türkiye de böyle günlerden geçti.
Mustafa Kemal'in 15 yıllık Çankaya dönemini saymayın (İsterseniz sayın),
İnönü(12), Bayar(10), Gürsel(6), Sunay, Korutürk ve Evren 7 şer yıl Çankaya'da kaldılar.
Özal'ın ömrü yetmedi
(4) ve
Demirel,
Sezer ve Gül yine
7 şer yıl
Cumhurbaşkanlığı görevinde bulundular. Alt alta topladığımız zaman
89 sene ediyor, bir ömre sığmıyor. Bunların kaçı
MİLLET adına ve
MİLLETİN ADAMI olarak görev yaptı?
Türkiye'nin artık
'Demirel gibi' adamlarla kaybedecek zamanı yok.
Köşk'teki adamın sevip sevmediğini, kızdığını görmek istiyoruz, yani icraatı yüzüne yansısın, bizimle gülsün bizimle ağlasın, ölçü bu.