Ziraat
Türkiye Kupası maçlarını sevmeye başladım!.. Çünkü, bu maçlarda oynadıkları futbolla
"Gözümüzün pasını silen" bir dolu genç futbolcuyu izleme olanağını buluyorum… Pırıl pırıl parlayan bu gençler, aslında
Türk Futbolu'nun geleceğinin teminatları! Transferlerde dünyanın parasını harcamalarına karşın
"Hayal kırıklığı yaşayan" bir çok kulübe de, aslında bir
"Ders niteliğini" taşıyor bu uygulamalar… Genç insanları kazanmanın tek yolu var; onlara fırsat vermek! Yoksa, kulübeye mahkum ederek,
"Efendim, havayı koklasınlar, izlesinler, öğrensinler" diyerek kimseyi kazanamazsınız. Sadece, kendinizi kandırırsınız… Bu bakımdan
Gençlerbirliği'ni taktir ediyorum. Teknik Direktör
İrfan Buz'u, bizlere
"Genç gençlerlileri" sıkça izlettirdiği için ayrıca teşekkür ediyorum. Buz, sadece kupa maçlarında değil, lig maçlarında da genç oyunculara şans veriyor.
Torku Konyaspor kupa maçında,
"Genç oyuncuların neler yapabileceğine" bir kez daha tanık olduk.
Ahmet Çalık… Berat Tosun… Ahmet Oğuz… Artun Akçakın… H.İbrahim Pehlivan… Çağrı Bülbül… Buca kökenli Taylan Antalyalı… Ve de
"İstikbali çok parlak" İrfan Can Kahveci… İlk akla gelen ve
"Verimliliklerini kanıtlamak yolunda" emin adımlarla yürüyen futbolcular! Göreceksiniz, bu oyuncular önümüzdeki sezon Ankara ekibinin en beğenilen isimleri olacaklar!
İrfan Buz, eğitimini
Almanya'da almış, oranın disiplini ve anlayışı ile yoğrulmuş bir kişi… İstikrara, devamlılığa inanan bir teknik adam! Alt yapının önemini, bu çalışmaların yararlarını ve kulübe katkılarını en iyi bilen bir isim… Bu nedenle
Buz Hoca'ya tahammül gösterilmeli, uzunca bir zaman tanınmalı… Gerçekçi olalım,
G.Birliği süper ligde orta sıraların takımıdır; hedefi büyük değildir. Alınacak bir- iki yenilgi
"Korku" getirmemeli, kimse panik yapmamalı…
"İrfan Buz gitsin" çığlıkları atılmamalı… En çok da Başkan
İlhan Cavcav sabırlı olmalı!