Spor'da durgun zamanlar yaşıyoruz. Elbette hiçbir sportif organizasyon kış geldi diye rafa kalkmadı ama sporseverlerin takibi açısından ciddi bir azalma var.
Ülkemizin en çok takip edilen branşı futbolda da dikkat ederseniz takipçi açısından ciddi bir kayıp var.
Geçtiğimiz sezonlarda hatırlarsanız şampiyonluk yarışı içindeki takımların her maçı tıklım tıklım olur, iğne atsanız yere düşmezdi. Şimdi durum değişti. Tribünler eskisi gibi dolmuyor artık. Statlardan futbolseveri kaçıran şiddet olayları, holigan yönetici terörü istikrarlı şekilde artarken seyirci sayısı ciddi şekilde azalıyor. Yazımızın başında belirttiğimiz spordaki durgunluk özellikle kulüp başkanları arasındaki kavgalı gürültülü ortamı kapsamıyor.
Hala 'rakip takıma en iyi saldıran başkan' olma hevesiyle bu adamlar taraftarlarından prim toplamaya, şirin görünmeye çalışırlarken aslında taraftarın artık tek ölçüsünün Başarı olduğunu görmediklerini biz görebiliyoruz.
Siz mesela hiç
Almanya, İngiltere, İspanya veya başka bir ligden yönetici kavgalarıyla alakalı haber okudunuz mu?
Mesela
Bayern Münih başkanı ile
Bayern Leverkusen başkanlarının atıştıklarını duydunuz mu hiç? Ya da
Chelsea yönetimiyle
Everton yönetiminin maçta küfürleştiklerini okudunuz mu?
Örnek olarak verdiğim bu kulüplerin başkanlarının adını bile bilmez büyük çoğunluk.
Çünkü adamların işi sadece kulübü yönetmektir.
Kulübü nasıl borçlandırırım değil, kulübü nasıl kara geçiririmdir. Görev değişikliklerinde basın sportif başarının yanı sıra mali tablo analizleri de yapar. Kulübü 1 lira borçlandırılan adam yerden yere vurulur.
Biz de ise tam tersi yönetimlerin inşaat faaliyetlerine bakılır. Ne sportif başarısına, ne mali tablosuna.
Şu minvalde haberler okursunuz
'Bilmem kim başkanlığı döneminde şu kadar tesis kazandırdı, stadı genişletti, forma satışlarını artırdı' Elbet bunlar da önemli, olmazsa olmazlar ama ya diğer önemli kriterler?
Hani başarı?
Bu kulübün borcu harcı var mı? diye kimse bakmaz. Dolu tarafı görünür bardağın, maaşlı muhabirler tarafından.
Demem o ki, herkes bir şeyler söylüyor bu konularda ama değişen bir şey yok.
Kafalar değişmezse, beklentiler değişmeze daha çok yazılar yazarız değişmeyenlerle alakalı.
Statlarda şiddet istikrarlı şekilde artarken taraftar sayısı hızla düşüyor.
