Sayfamız ve işimiz spor olunca Dünya Kadınlar Günü'nü bir gün geçe de olsa sporumuzun kadınlar sayfasına bir bakalım dedim.
Söyleyeceklerimizi söylemeden önce kadın spor dünyasının en büyük sıkıntısının ilgisizlik olduğunu çok iyi biliyorum.
Ne yaparlarsa yapsınlar, nasıl bir başarı kazanırlarsa kazansınlar medyada erkek meslektaşları gibi yer bulamamak onların aslında en büyük üzüntü kaynağı.
Hem takım sporlarında, hem bireysel sporlarda kadın sporcularımız ulusal ya da uluslararası yarışmalarda madalyalar, şampiyonluklar kazansalar da gazetelerde, TV'lerde ya da diğer haber kanallarında ya kendilerine yer bulamazlar, ya da bulsalar da küçük bir haber olarak kalırlar.
Takım sporlarında basketbolda, voleybolda, hentbolda, bireysel sporlarda özellikle atletizm, halter, güreş gibi branşlarda büyük başarılar kazanan kadın sporcularımızın ortak derdi kamuoyundan istedikleri gibi ilgi görememek.
Hâlbuki bu ülkenin bayrağını en yukarı çektiren, uluslararası arenada adından söz ettiren sporcunun cinsiyeti ne olursa olsun el üstünde tutmalı ve başarılarına yenilerini eklemesi için teşvik edici olmalıyız.
En yakın örneğine bakacak olursak Fenerbahçe ve Galatasaray kadın basketbol takımları bir Avrupa kupası çeyrek finalinde birbirleriyle eşleştiler. Geçmişte daha ilk turlarda takımlarımızın Avrupa'ya veda ettiği günleri düşünecek olursak çeyrek finalde iki Türk takımının karşı karşıya gelmesi çok çok önemli.
Bu haber gazetelerde ve TV'lerde ya da internet sitelerinde epey yer buldu kendisine. Ama neden yer buldu? Çünkü bir derbi mücadelesiydi. Çünkü bu derbi mücadelesi Avrupa'ya taşınmıştı. Kadın sporcuların başarılarına ilgisizlik bu kadar had safhadayken işin sadece o kısmına bakılmasına da şükrediyor insan.
Bu ülkede kadın sporcuların ciddi olarak kamuoyu ilgisine ihtiyacı var. Ve bu ilgiyi yaratacak olan da ilk başta medyadır.
Desteklenen, alkışlanan bir başarı kadın spor dünyamızda da daha büyük başarılar olarak karşılık bulacaktır.