IŞİD zulmünden kaçarak Türkiye'ye sığınan Iraklı Türkmenlerin dramı yürek dağlıyor. Türkiye'ye giriş yaptıktan sonra sığınmacılar için oluşturulan kampları tercih etmeyen ve kendi olanaklarıyla başkente yerleşen Türkmenler 3-4 aile birleşerek kiraladıkları evlerde yaşam mücadelesi veriyor. Kimlikleri ve çalışma izinleri olmadıklarını söyleyen aileler, Suriyeliler gibi iş bulup çalışmak, sağlık ve eğitim olanaklarından yararlanmak istiyor.
TÜRMENLERİN ABİSİ
Ankara'nın Yenimahalle semtinde kiraladıkları evin kapılarını Sabah Ankara'ya açan aileler yaşadıkları dramı anlattı. Semtteki Türkmen mültecilerin abi bildiği Rahmi Bulut (55), Yenimahalle'de 300 mülteci aile olduğunu belirtiyor. Bulut "Iraklı mülteciler çoğunlukta Telafer bölgesinden gelen Sünni Türkmen kardeşlerimiz. Bu semtte Türkmen bir ailenin bebeği donarak ölmüştü. O günden bu yana kendimi Türkmen kardeşlerime adadım. Hayırseverlerin yardımlarını depolayıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorum" diye konuştu.
BİNBİR ZORLUĞU AŞTILAR
Sefalet, umut, endişe... IŞİD'den canlarını kurtarmak için kaçan ailelerin hayatını bu üç kelime özetliyor. Civan Hasan, 27 yaşında, dördüncü çocuğuna hamile. Kendi ailesi, eşinin ailesi ile 15 kişi aynı evde yaşıyorlar. Eşi sakat olduğu için çalışamayan Civan kaçış hikayelerini şu sözlerle anlatıyor: "Altınlarımızı sattık. Evlerimizi, arabalarımızı geride bırakıp geldik. Buraya gelene kadar insan tacirleri varımızı yoğumuzu aldı. Barzani bizi Kuzey Irak'a sokmadığı için kişi başı 250 dolar vererek Suriye'nin Rakka şehrine geldik. Oradan da PYD' ye kişi başı 150'şer dolar vererek hududa vardık ve 3 gün yürüdük. Bizlere kucak açan Türk devletinden ve halkından Allah razı olsun. Biz sizlerin kardeşiyiz, yardımlarınızı bizden esirgemeyin. Şimdi hamileyim ve tedavi göremiyorum."
KAÇIŞ TEK ÇARE
Zuhur Hüseyin, 22 yaşında. 3 çocuğu var ve evde 17 kişi yaşıyorlar. 5 aylık bebeği Marie'nin ise beyni su topluyor. O ise çaresizce yardım elinin uzanmasını bekliyor. Yaşadıkları olayların insan olan herkesin başına gelebileceğini belirten Zuhur "Erkeklerimizi medreseye götürüyoruz dediler ve zorla kaçırdılar. Bizler de yurdumuzdan çıkmamak için çok direndik ama kızlarımıza, kadınlarımıza zarar vermeye başladıklarında çareyi kaçmakta bulduk" diyor.
'ASLA DİLENMEYİZ'
Emlakçıların yabancı muamelesi yaparak yüksek fiyatlarla daire kiraladıklarını söyleyen Zuhur yaşadıkları zorlukları şöyle anlatıyor: "Biz de insanız ve çalışma iznimiz olsun nerede olsa çalışırız. Şükürler olsun şimdi özgürüz. Biz asla dilenmeyiz, kendi kendimize yeteriz. Hastaneye gidiyoruz kimlik istiyorlar, çocukları okula kaydettirmek istiyoruz oturma izni istiyorlar. Biz öz Türk'üz ve inşallah bize sahip çıkan devlet bizim sesimizi mutlaka duyacaktır."
İŞADAMLARINDAN BÜYÜK DESTEK
Türkmen
mültecilerin yüzde 60'ının kadın ve çocuklardan oluştuğunu belirten ATO Başkanlık Danışmanı Kerim Ünal, "Erkekleri ya ölmüş ya da IŞİD tarafından kaçırılmış. Türkiye olarak önce soydaşlarımıza sahip çıkmalıyız" dedi. Ünal, Türk Ocakları Genel Merkezi, Ankara Ticaret Odası ve işadamlarının Türkmen vatandaşlar için yardım kampanyası düzenlediğini hatırlattı. Ünal "Kampanyalar bir nebze de olsa onları rahatlattı. Şu an en çok kilim, halı, buzdolabı, fırın, elektrik sobası, giysi ve gıdaya ihtiyaçları var. Fakat kamu yardımları bunların hepsinden daha önemli olacaktır" dedi.
HÜKÜMET YARALARINI SARACAK
ATO Başkanlık Danışmanı Kerim Ünal "Hükümetimiz, Esad ve IŞİD zulmünden kaçan Suriyeliler için çıkardığı genelgeyi Bakanlar Kurulu'nda genişletme kararı aldı. Türkmen kardeşlerimize de kimlik sağlanmak koşulu ile sağlık ve eğitimden yararlanma yolunu açacak kararı aldı" dedi. Ünal "Bunun hayata geçmesi mültecilerin insanca yaşamasını sağlayacaktır. Diğer bir sorun da mültecilere sadece Yıldız'daki Karakol'un geçici kimlik belgesi veriyor olması. Yaşadıkları yerlerdeki karakollardan bu belgeleri almaları sağlanmalı" dedi.