Hani herşeyin namusundan söz ederiz,
fikir namusu,
ticaret namusu,
siyaset namusu, savaşın bile bir namusunun olduğunu söyler dururuz da,
neye yarar bir türlü idrak edemeyiz! Çünkü hiç uygulanmış haline şahit olamayız, güzelliklerini göremeyiz de onun için, sadece beylik lafı olarak söyleriz, ama sadece söyleriz.
Yapmaya gelince bazen söyleyenler herkesten önce kaçarlar. Ah bir bilsek namuslu olmanın ne demek olduğunu, bir bilsek namuslu insanın ne asil insan olduğunu, ah bir bilsek namuslu bir tutumun hem hatibi, hem muhatabı ne kadar mutlu ve mesud ettiğini, namuslu olmaktan gayri bir emelimiz kalmazdı.
Ama namuslu insanlar o kadar az ve zayıf ki, namussuzlar da o kadar güçlü ve sayıca çoklar ki, namusluların sesi bile çıkmıyor, cılız sesleri çıksa bile biz duymuyoruz.
Suç onların mı, yoksa onların o cılız seslerini yaymamak, onlara sahip çıkmayan bizlerin mi? Elbette ki bizlerin! Millet olarak namus meselesine çok değer verdiğimizi hep söyler dururuz, ama sadece söyleriz. Hatta o içi namussuzluk hormonuyla kıpır kıpır kaynayan insanlar namus için cinayet bile işlemekten geri durmazlar.
Namusu epeydir iki bacak arasına hapsettiğimizden beridir, anlamını, mahiyetini de tam kavrayamaz olduk. Ömrünü yalan ve bozgunculukla geçirmiş bir siyasi, kalabalık miting alanlarında yalanlarını ve boş vaatlerini millete sıralarken hiç ona namussuz demek gelmez içimizden, neden? Çünkü bu politikacıdır da ondan! Bal gibi namussuzluktur aslında yaşanan ama, namus iki bacak arası olmayınca olmaz ya hani!
Eşekleri, atları kesip millete yediren de sadece kabahatler kanununa göre işlem gören bir suçludur, kadın mı satmış ki namussuz denilsin! Namussuzun önde gideni asıl o değil midir sizce de?
Eskiden çok görürdük, kapağı devlete atmış, bütün rezilliklerine rağmen bir sürü payeler ve ünvanlar almış, adı zikredilirken
"Sayın" dememenin kabahat sayıldığı nice büyük adamları bilirim ki, bütün törenlerde en kallavi yerleri işgal edip, en tumturaklı lafları onlar ederler, önünde eğilen kişiliksiz kişilerin yanında
Firavun edasıyla yürüyen sürüngenlere de bey denir, sayın denirdi! Namussuzun önde gideni, flama tutanı o değil midir sizce de? Bir de toplum olarak hastalığımız namus lafı geçince aklımıza hep kadın figürü gelir nedense!
Oysa cinsiyet farkı olmaksızın bütün insanları ilgilendiren bir kavramdır namus!
Bir türlü anlayamadım, yakın çevremizde ve etrafımızda namusunu kaybetmiş veya üç kuruşluk menfaat uğruna harcamış o kadar sayın denen adam varken, neden aklımıza hep kadınlar gelir ki? Valla ve hâla anlayamadım!