Basketbol
Federasyonu'nda genel kurul için geri sayım devam ederken adayların da çalışmaları devam ediyor. Yarış, şu an başkanlık koltuğunda bulunan
Harun Erdenay ile
Lütfi Arıboğan arasında geçecek gibi.
Lütfü Arıboğan 2005 yılında bir kez daha aday olmuş ve
Turgay Demirel karşısında kaybetmişti.
Arıboğan bu genel kuruldan sonra rotasını futbola çevirmiş ve
Futbol Federasyonu ile
Galatasaray kulübünde çeşitli görevler almıştı.
Her iki isim de basketbol camiasınca yakından tanınan isimler.
Her iki adayı da seçim öncesinde mercek altına alalım diyorum.
Harun Erdenay, nam
-ı diğer PEGASUS. Efendi kişiliği ile centilmenliği ile ve basketbolumuzun en önemli oyuncularından biri olarak çıkıyor karşımıza.
Erdenay ile alakalı olarak biraz da muhalif cephenin dillendirmeye çalıştığı,
Avrupa basketbolunun patronu ve dünya basketbolunun
1. Başkan Yardımcısı olan
Turgay Demirel'in,
Erdenay'ın başkan olması durumunda federasyonu yönetmeye devam edeceği görüşü var. Bu görüşe ben hiçbir şekilde katılmıyorum.
Harun Erdenay,
23 yıllık basketbol kariyerinde hem oyuncu hem de yönetici olarak yer aldığı sürede herkesin takdirini kazanmış karakter sahibi, efendi, kendi projeleri, üslubu olan bir başkan adayı.
Türk basketbolunun, başkan seçildiği takdirde böyle bir şeye müsaade edeceğini hiç mi hiç sanmıyorum. Evet
Demirel federasyonunda görev almıştır ama böylesine önemli bir sorumlulukta mutlaka çizgileri olacaktır. Ancak
Türk basketbolunun gelişimi için
TBF ile
FİBA arasında uyumlu bir çalışma dönemi ülkemizin menfaatine olacaktır.
Başkanlık yarışında sadece rakip cephenin dillendirdiği bu iddianın dışında
Erdenay ile alakalı hiçbir olumsuz referans yok.
Erdenay'ın aleyhinde yazı yazdırılan, haber yaptırılan şahısların da aslında onu ne kadar iyi tanıdıklarını ve yazdıkları suçlayıcı yazıları yazarken ellerinin ne kadar titrediğini de tahmin edebiliyorum.
Yarışın diğer tarafı
Lütfü Arıboğan içinse dile getirilen iddialar bugüne kadar spor kamuoyunda zaten bilinen, gün yüzüne çıkmış iddialar. Geriye dönüp baktığımızda
Arıboğan'ın futboldaki şike operasyonları sırasında isminin çokça sorgulandığını ve yıprandığını görüyoruz. Bunun dışında
Galatasaray Kulübü'nün borç yükünden dönemin başkanı ile birlikte sorumlu tutulması da
Arıboğan için diğer bir olumsuz referans.
Arıboğan Galatasaray Kulübü'nde aktif yönetici iken takımını
TBL Finali'nde Fenerbahçe karşısına çıkartmayarak herkesin tepkisini de çekmişti.
Hatta sponsor firma bile protesto ederek
Galatasaray Basketbol takımı ile anlaşmasını noktalamıştı.
Arıboğan,
Galatasaray'da profesyonel yönetici iken basketbolun içinden gelmiş biri olarak
Türk spor tarihine final maçına çıkmama kararının içinde olması yine tüm basketbolseverlerde ve sağduyulu
Galatasaraylılarda hayal kırıklığı yaratmıştı.
Burada bu olayların detaylarına girmeyeceğim. Zaten merak eden internetten araştırmasını yapabilir.
Benim temennim kim olursa olsun sonuçta basketbolumuzun kazanması. Her iki isim de camia tarafından tanınan insanlar.
Oy kullanacak olan delegelerin artısıyla eksisiyle değerlendirme yapıp yeni başkanı seçeceğine eminim.