Hem milli sporcu, hem öğrenci, hem annesinin nazlı kızı, 9 yaşında Ankara halter birincisi, on parmağında on marifet hem de çok sıcak ve şeker bir halterci Eda Çakal. 9 yaşında başladığı halterde büyük başarılara imza atarken, kanser hastası annesinin rahatsızlığı ile savaşan, Avrupa Şampiyonu milli halterci olma unvanı kazanan 22 yaşındaki başarılı sporcu Eda, tüm engel ve zorlukları aşarak, genç yaşta birincilik kürsüsüne çıktı. Milli halterci Eda Çakal, "Halterde başarılı bir kadın olmayı" nasıl başardığını SABAH Ankara'ya anlattı.
*
Halter merakınız nereden geliyor?
9 yaşında halterin ne olduğunu bilmeden, sadece girişken bir öğrenci olduğum için başladım. Antrenörüm bana 'halterci olur musun?' dedi, ben de tabii olurum diyerek başladım. Aslında bilmeden bir heves ve teşvikle daldım onlarca kilo olan disklerin arasına.
*
Ailenizden nasıl tepkiler aldınız?
Başta istemediler çok karşı çıktılar. Çünkü dediğim gibi zor bir spor halter, özellikle belli bir ağırlığın üzerindeki eşyaları kaldıramayan bayanlar için daha da zor. Ailem her seferinde tepki gösterdi boyun kısa olur, yapamazsın diyerek vazgeçirmeye çalıştılar. Ben kafama koyduğum için vazgeçmedim tüm engelleri rağmen ailemden gizli, okuldan kaçıp antrenmana gittim. Kaçak göçek sevdiğim bir sporu yapmak zor oldu ama 6 ay sonra 9 yaşında Ankara birincisi oldum. Ailem bu gururu yaşayınca işim kolaylaştı. Günlerce dil döktüm ve ailemi ikna ettim. Yanı sıra okulla birlikte tabi zor oluyor ama gidiyor. Antrenmanlardan dolayı çok yorgun oluyorum, ertesi günkü derslerle de ilgilenmem gerekiyor.
KADINLAR DAHA BAŞARILI
*
Bir kadın olarak halterci olmak nasıl bir duygu?
Bu soruyu yıllardır herkes soruyor ki hala da karşıma en çok çıkan sorular arasında. Evet biz kadınlar narin ve hassasız ama sporun cinsiyeti yok, ağırlıklarla dolu ağır bir spor olan halter bir bayanın da rahatlıkla yapabileceği bir spor. Halterde kadınlar daha iyi başarı ortalamalarına bakıldığı zaman kadınların erkeklere oranla daha fazla madalya sahibi oldukları belirlenmiştir. Zor noktaları var ki halter zoru sevenlerin, sıkıntıları göğüsleyebileceklerin işi. Tüm bunları kabul eden biri olarak benim en doğru başlangıcım ne yaptığımı bilerek, programlı çalışmak oldu. Kafamda en iyisi olmak vardı ve ben bunu başardım. Ve bu bana Avrupa şampiyonluğu getirdi.
*
Gelecekte halterde kendinize ve Türkiye'ye biçtiğiniz hedef nedir?
Her sporcunun olduğu gibi benimde en büyük hedefim ve hayalim olimpiyat şampiyonu olmak. 9 yaşımdan beri büyük bir tutkuyla yaptığım bu sporda en iyi olmak ve ülkemin ay yıldızlı bayrağını en iyilerle dalgalandırmak. Dünya arenasında şampiyonların arasına ülkemi ve kendimi yazdırmak.
*
Tüm hayatınız spor mu yoksa özel yaşantınıza da yer veriyor musunuz?
Normalde kamp dışı antrenmanlar, hafif idmanlarla vücudumuz boş kalmasın diye yaptığımız bir şey. Asıl ön hazırlığımız kamplarda oluyor, yaklaşık 3 ay milli takım kamplarına giriyoruz. Kitap okuma dışında pek aktivite yapamıyorum, bazen küçük fırsatlar yakalarsam da sinemaya gidiyorum. Bunun dışında spor hayatımın her alanına yayılmış durumda. Eğer halterciyseniz hayatınızın yüzde 70'i halter oluyor aksi takdirde başarılı olamazsınız çünkü gevşemeyi ve rahatlığı kabullenmeyen bir spor halter.
*
Büyük bir tutkuyla yaptığınız bu sporda sıkıntılarınız oldu mu?
9 yaşında Ankara birincisi, 13 yaşında da Türkiye Şampiyonu olan biri olarak yürüdüğüm bu yolda hiç kolay şeyler yaşamadım. Başarı geldi ama arkasında acı sıkıntılar vardı. Maddi imkânsızlıkların yanı sıra annemin 10 yıl süren hastalığı. Ben yolun başındayken annem meme kanseri oldu, aklım hep onda kalıyordu ama antrenmanlara da katılmak zorundaydım. Tüm ödüllerini annesinin tedavisine harcayan biri olarak beni en çok yıpratan olaydır.