İkinci Lig Kırmızı Grup'ta yer alan, transfer yasağının kalkmasıyla flaş transferlerle kadrosunu güçlendiren ve şampiyonluğun en büyük adayı olan Ankaragücü, sezona Tokat deplasmanında başladı. Rakibi karşısında sayısız gol fırsatları yakalayan Ankaragücü, gol atma becerisini gösteremeyince sahadan bir puanla ayrılmak zorunda kaldı. Bu grupta yer alan Keçiörengücü, deplasmanda Fatih Karagümrük'ü 3-1 yenerek sezona iyi bir başlangıç yaptı. Ankara Demirspor ise sahasında Sivas Belediyespor ile golsüz berabere kaldı.
Hacettepe farklı kazandı
2.Lig Beyaz Grup'ta yer alan Hacettepe, grubunun iddialı takımlarından Hatayspor'u 4-2 yenerek sezona galibiyet ile başladı. Başkent ekibi özellikle ilk yarıda oynadığı futbol ve attığı gollerle sonuca gitme başarısını gösterdi. Bu grupta yer alan BUGSAŞ ise deplasmanda Kahramanmaraşspor ile 1-1 berabere kalarak başkente 1 puanla döndü.
Etimesgut 3'te 3 yaptı
3. Lig 2. Grup'ta yer alan Etimesgut Belediyesi, Denizli Büyükşehir Belediyespor'u kendi saha ve seyircisi önünde 2-1 yendi. Üç maçta üçüncü galibiyetini alan Etimesgut, grubunda zirvede yer aldı. Bu grupta yer alan Adliyespor da Ayvalıkgücü'nü 2- 1 yenerek haftayı 3 puanla kapatan bir başka başkent ekibi oldu. Haftayı puansız kapatan tek başkent ekibi Gölbaşı oldu. Deplasmanda Kızılcabölük'e 2-0 yenilen Gölbaşı haftayı 3 puan kayıpla kapattı.
BİR GÖRÜŞ: Murat TARHAN
Sahipsiz Gençlerbirliği!
Paran mı var, derdin var... Bakınız
Gençlerbirliği... Yıllardır tek omuza yüklenmiş bir kulüp. Namerde muhtaç da değil... Ama ne
İsa'ya ne de
Musa'ya yaranıyor... Varsa yoksa
Ankaragücü... Kulüp kötü yönetilmiş... Borç batağına sürüklenmiş... Yardım kampanyalarına muhtaç bırakılmış... Her sezona eksi puanla başlamak zorunda bırakılmış... Sorumlular da belli... Buna rağmen sürekli eleştirilen tek bir kişi var...
İlhan Cavcav... Her sezon aynı filmi izlemekten bizler de rahatsızız.
Gençlerbirliği'ni ilk beş takım arasında görmeyi, herkesten çok istiyoruz... Kulübün bir ticarethane gibi değil, sportif başarı kovalayan mantıkla yönetilmesini bekliyoruz... İyi de şehri yönetenler, işadamları, esnaf ya da sporseverler...
Taşın altına ne kadar elini sokuyor? Adını yazmakta zorlananların
'Gazeteci' diye dolaştığı bir dönemde,
bizim hiç mi suçumuz yok? Kasadaki
40,
50,
60 milyon lira... Her ne kadarsa... Biriken paraya göz dikenlerle tek başına uğraş vermek...
Namerde kulübü muhtaç etmemek... Tüm bunlar, hiç mi takdir edilmez? Allah uzun ömürler versin...
İlhan Cavcav'dan sonrasını düşünmek bile istemiyorum.. Çünkü; Akbabalar kapıda bekliyor, kasanın anahtarı için...