Şimdi suçlu aramak zamanı değil… Duygusal davranmak yerine, mantıklı hareket ederek çözüm üretmek gerekir…
Gençlerbirliği'nin transfer politikasının ne denli yanlış olduğu ayan beyan ortaya çıktı.
Fenerbahçe maçında gördük… Neredeyse tamamı yabancı futbolculardan oluşan bir kadro ile sahaya çıkıp bir şey üretememek bunun en belirgin kanıtı… Sezon başında hiçbir hedefi olmayan bu takımın şimdi tek hedefi var; kümede kalabilmek!
Bunun için elden ne geliyorsa, yapılmalı… Hem de hiç zaman kaybetmeden…
***
Öncelikle şu yabancıların hiç işe yaramayanları var; bunlar ayıklanmalı… Tekrar ediyorum, isimleri saptarken asla duyguyla
(ve de parayı düşünerek) değil, tümüyle mantıklı hareket edilmeli.
Yerliler içinde de gerekirse bir tasnif yapılmalı.
Bundan sonra ortaya bir kadro çıkacaktır.
Kalacaklardan oluşacak bu tablo,
Leonardo da Vinci'nin hayranlıkla seyrettiğimiz
Mona Lisası'nın gülümsemesi değil, kötülerin iyisinden oluşan dudak büktüren bir tablo!..
Şimdi iş bu tabloyu
"Gülümsetmeye" kalıyor.
Yani, yerli- yabancı fark etmez en az
5- 6 "Baba isim" alınmalı…
***
Akıllara hemen,
"Ocak'taki ara transfer döneminde kaliteli futbolcu bulmak kolay mı?" sorusu gelecektir.
Elbette kolay değil! Zaten maharet, bu isimleri bulmakta…
Gençlerbirliği'nin kurmayları, günde
24 saat antenlerini açık tutmalı!
Aramalı, taramalı… Kulübün ne kadar olanağı varsa, bu isimlere sunmalılar… Olaya,
"Aman fazla harcama yapmadan bu işi rayına sokalım" cimriliğinde yaklaşılırsa, sonuç vahim olur!
***
Gerçekçi olalım… Hedef belli… Bu sezon küme düşmemek… Bunun için öyle
"İnce hesap falan yapmaya" zaman yok.
İşte bu hafta sonu ilk yarı tamamlanıyor.
Önünüzde
6 puanlık bir maç var.
Ligin en güçsüz görüntüsünü çizen
Eskişehirspor'la oynayacaksınız!
Takımda kalmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat… Çıkın, takır takır oynayıp hem maçı kazanın, hem
Gençlerbirliği'nde kalın…
