Ailelerinin lösemili çocukları yasatmak için verdigi zorlu mücadeleyi görünce trombosit bagısçısı olmaya karar vermis Senol Doganyigit. 20 yılda 450 üniteden fazla trombosit kan bagısında bulunmus. Doganyigit, "Gözü yaslı anne ve babaları gördüm. Çocukları için çırpınıslarını izledim. Gördüklerim beni derinden yaralamıstı. Benim için birinci öncelik çocukların yasaması. Bagıs yaptıgım çocukları ve gençleri yakından takip ediyorum. Aileleri ile yakın temas kuruyorum, durumlarını takip ediyorum" dedi.
GÖNÜLLÜ BAĞIŞÇISI
Trombosit kan bagısının lösemili çocukların olmazsa olmazı oldugunu belirten Doganyigit, "Trombositin bazı hastalara her gün, bazı hastalara haftada bir kez verilmesi gerekiyor. Çocuklar hastanelerde, aileleri hastane kapılarında can çekisiyorlar. Bunları görüp yasadıgım için, gönüllü trombosit bagısçısı oldum ve ayda iki kez hiç bir beklentim olmadan bagısta bulunuyorum" diye konustu.
'KENDİMİ ONLARA ADADIM'
Ankara'da bir hukuk ofisinde adli katip elemanı olarak çalısan Doganyigit ilk bagısını su sözlekle anlattı: "1995'te Istanbul'da 4 aylık askerken nöbetçi subayın kan bagısı anonsunu duydugumda, nöbet saatim yaklasıyordu. Nöbetten kaytarmak için kan bagısı anonsuna istirak edecegimi belirtim. Bagısçıları bir araca bindirerek hastaneye götürdüler. Ben normal kan bagısı yapacagımı sanıyordum. Ama saglık teknisyenleri benden alınan kanı bir kolumdan alıp diger kolumdan geri veriyorlardı. Daha önce kan bagısı yaptıgım için durumu merak edip sordum. Ilk defa orada lösemili hastalara trombosit kan bagısı yaptıgımı duydum." Dısarı çıktıgında gözü yaslı anne ve babaları görüp etkilendigini belirten Doganyigit "Çocukları için çırpınıslarını izledim. Gördüklerim beni derinden yaralamıstı. Konuyu arastırdım. Arastırmalarım ve gördüklerim sonrasında gönüllü trombosit bagısçısı oldum" görüsünü dile getirdi.