Çoğunlukla geleneksel giysiler içindeki Anadolu insanının tasvir edildiği, masallara, ninnilere, hatta Türk operasına konu olmuş, alışılmışın dışında, doğadaki çakıl taşlarından üretilen el emeği göz nuru "taş bebekler", başkentli kadınların elinde, uzun soluklu naif bir işçiliğin ardından canlanarak evlerin baş köşelerindeki yerlerini süslüyor.
24 AŞAMADAN OLUŞUYOR
BELMEK Sağlık Sokak'taki kurs yerinde 10 yıldır "taş bebek" öğretmenliği yapan Arzu Tınaz, taş bebek sanatının, geleneksel Türk sanatı olduğunu belirterek, BELMEK'ler aracılığıyla bu özel sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasının yolunun açıldığına dikkat çekiyor. Taş bebeklerin anatomisinin, doğada bulunan faklı büyüklüklerdeki pürüzsüz çakıl taşlarından oluşturulduğunu belirten Tınaz "Taş bebek yaptığımız taşları, derelerin denizlere kavuştuğu yerlerden özenle topluyoruz. Bu taşlarla, bebeğin baş, gövde, bacak ve kollarını tutkalla birbirine birleştirerek iskeleti oluşturuyoruz. Yapılacak tiplemeye karar verildikten sonra, hazırlanan seramik hamuruyla, yapılan kıyafeti dikkatlice taşların üzerine giydiriyoruz. Aslına uygun olarak çeşitli pullar, boncuklar, danteller gibi materyaller kullanarak kıyafetlerini hazırlıyoruz, ardından da taş bebeklerin yüz hatlarını ince fırçalarla hazır hale getiriyoruz"dedi. Taş bebek yapımı öğretmeni Tınaz, en az 24 aşamadan geçerek büyük bir emekle ortaya çıkan taş bebeklerin, dünya çapında tanınarak hak ettiği yere gelmesini istediklerini kaydetti. Uzun emek, sabır ve titiz bir çalışmanın sonucu ortaya çıkan taş bebek tiplemeleri, genellikle milli kahramanlar, Anadolu coğrafyasının tamamını içine alan günlük yöresel, düğün, nişan giysili kadınlardan oluşuyor. Mamak, Altındağ, Çankaya ve Çayyolu bölgelerinde 4 eğitmen tarafından verilen taş bebek kurslarına 223 öğrenci devam ediyor. Taş bebek kursiyerleri pek bilinmeyen bir sanatın içinde olmanın, kendilerine yeni bir pencere açtığını belirtiyor. Emekli olduktan sonra kursa başladığını kaydeden Teknik Ressam Özgül Yeşilbağ, 2 yılı aşkın bir süredir devam ettiği kursun kendisi için bir yaşam kaynağı olduğunu belirterek, "Öğrenmenin yaşı yok dedirten bir farklı bir uğraş... Çok zevkli, çok keyifli bir hobim oldu. Ortaya çok güzel işler çıkarırken, bir yandan da sosyalleşiyor, yeni arkadaşlıklar kuruyoruz" dedi.
'ÖĞRETİRKEN, ÖĞRENEN OLDUK'
BELMEK
taş bebek kursiyeri, emekli öğretmen Zeynep Özkan da "Öğretmenken, yeniden öğrenci olduk" diye duygularını dile getirirken, "Taş bebek sanatına ilişkin daha önce herhangi bir bilgim yoktu. Kursa başladıktan sonra, el becerimle hayal dünyamı kullandığım bir yeteneğim ortaya çıktığı için çok mutluyum. BELMEK'lerin bize sağladığı bu imkanlardan dolayı, tüm kursiyer arkadaşlarla çok mutluyuz" şeklinde konuştu.
