Türkiye'nin ilk down sendromlu milli yüzücülerinden Gökhan Kotan'ın örnek başarısı göz doldurdu. İki kez Avrupa şampiyonu olan ve "Sadece farklıyım, eksik değil azimliyim" diyen milli yüzücü azim, başarı ve inancın hikâyesini SABAH Ankara'ya anlattı.
Gökhan, bize biraz kendinden bahseder misin? Neler yapıyorsun? 26 yaşındayım, şu anda bir kurumda çalışıyorum. Dünyaya down sendromlu olarak geldim ama bunu bir eksiklik değil artı olarak gördüm. Aslen Ağrılıyım ancak 10 yıldır Ankara'da yaşıyorum. Sanat, siyaset, spor, tarih, edebiyat temel ilgi alanlarımdan. Spora aşığım özellikle yüzme ve basketbol yaşam tarzım. Boş zamanlarımda tarihi geziler yapar, kitap okur ve ebru çalışırım…
"AİLEMİN DESTEĞİ ÇOK BÜYÜK"
Seni 'milli' olmaya götüren süreç nasıl gelişti? Bu hastalığı sporla alaşağı ettim. 9 yaşımda 'hayata tutunmalıyım' dedim ve başardım. Bugünlere çok zor geldim, çok yaralandım. Dışlandıkça hırs yaptım. Farklı olmadığımı, benim de başarabileceğimi göstermek istiyordum. Tüm sporları denedim, yüzmede karar kıldım. Büyük başarılar elde ettim, kendimi kabullendim.
64 madalyalı bir sporcu olarak sırını açıklar mısın? Başarımın sırrı azim ve ailemin desteğidir. 2007'den beri profesyonel yüzücüyüm. 2008'de bölge-il ve Türkiye şampiyonu oldum. 2013'te downlularda milli olan ilk dört yüzücüden biri seçildim. Yine aynı yıl Portekiz'de Avrupa Şampiyonu oldum. 2015'te İtalya'da 2. kez Avrupa şampiyonu oldum. 2016 Floransa Dünya Şampiyonası'na hak kazandım, ona hazırlanıyorum.
'UTANMAYIN, DESTEK OLUN VE SABREDİN'
Cevdet Bey (baba) oğlunuzun başarısında en büyük katkı sizin. En çok zorlandığınız konu neydi?
26 yıl önce mücadelemiz hastane koridorunda
oğlumuzun down sendromlu öğrenmemizle
başladı. Yıllarımızı verdik bu hastalığı
anlamaya ve Gökhan'ı hayata kazandırmaya.
Yıllarca onu yanımda taşıdım, bakıcı
ve öğretmenler istemedi. İlgisini keşfetmesi
ve sosyalleşmesi için tüm hobi, spor ve
aktiviteleri denedik. 10 kreş değiştirdik, eğitimi
için önce Mersin'e, 10 yıl önce de Ankara'ya
taşındık. Ve başardık, şimdi oğlumuz
gurur kaynağımız.
Anne–babalara tavsiyeniz ne?
Ailelere tavsiyem, 'biz' demeliyiz, onlar
engelli ya da eksik değil sadece farklılar. Bu
şekilde çocukları olan aileler onlardan utanmasın...
Onları evlere hapsetmeden ellerinden
tutsunlar, destek olsunlar, sabretsinler.
'ARTIK SAYGI GÖRÜYORUM'
"Yıllarca dışlandım" dedin, ancak büyük bir azimle tarihi başarılar elde ettin. Şimdi tepkiler nasıl?
Toplum beni başarılarımla kabullendi, sevdi.
Başarılarım insanlardan çok takdir gördü, yıllarca
ağladım, dışlandım, istenmedim ama şimdi
saygı ve sevgi görüyorum. Bu down sendromlu
biri için tarifsiz bir duygu. Ben bu hastalığın
belki de en şanslı bireylerinden biriyim çünkü
dağ gibi bir ailem var, beni hayata bağlayan, yeteneklerimi
keşfeden bir aile.
En büyük hedefin ne?
İlk madalyamı il birinciliği ile almıştım. Ve
artık en büyük hayalim Ay yıldızlı bayrağımızı
Avrupa'da dünya şampiyonu olarak dalgalandırmak.
Türk Bayrağı'nı orada dalgalandırmadan
pes etmeyeceğim.