FETÖ'cü bir grup askerin darbe girişimi esnasında binlerce Ankaralı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emriyle sokaklara dökülerek tanklara ve F-16'lara kafa tuttu. İşte o hain saldırıların yaşandığı 15 Temmuz gecesini Ankara'nın önde gelenleri SABAH Ankara için anlattı. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül de başkentte yaşanan o uzun gecede tanık olduğu olayları SABAH Ankara okurlarıyla paylaşan ilk isim oldu.
F-16 seslerini ilk duyduğunuzda neler hissettiniz?
İlk olarak gökyüzüne baktığımda 1 adet yolcu uçağı gördüm. Daha sonra arkasından F-16'ları görünce ülkemize önemli bir misafirin geldiğini ve ona eşlik eden F-16'ların olduğunu düşündüm.
Darbeyi öğrendiğinizde ailenizle neler konuştunuz?
Ailemle hiç konuşmadım. Çünkü ilk aklıma gelen vatanım ve milletim oldu. Eğer bu yolda canımızdan olursak çocuklarıma devletimiz ve milletimiz sahip çıkardı.
Geceyi nasıl geçirdiniz?
Uçakların uçması ile birlikte Mamaklı hemşerilerimle beraber AK Parti İlçe Başkanlığı önünde toplandık. Binlerce vatandaşımızla birlikte ilçe başkanlığının önünde 4 tankı durdurduk. Hemen tankların üzerine çıktık, önlerini kapattık, araçlarımızı gidiş ve dönüş güzergâhlarına koyarak tankların etrafını sardık. O anlarda darbeci bir komutan tankın içerisinden çıkarak etrafa rast gele ateş açtı. Aramızdan bir arkadaşımız açılan ateş sonucu yaralandı, bir arkadaşımız ise kalp krizi geçirdi. Kalp krizi geçiren arkadaşımızı hemen hastaneye göndermemize rağmen maalesef kaybettik. Açılan ateş ile yaralanan arkadaşımızı ise olaydan bir gün sonra kaybettik. Ben bu arkadaşlarımıza ve Türkiye'nin her yerinde darbeye direnirken şehit olan arkadaşlarımıza demokrasi şehidi diyorum. Mekânları cennet olsun inşallah. Biz yöneticilere çok görev düşüyor bu gibi toplumsal olaylarda. Toplanan binlerce vatandaşımıza sürekli itidalli davranmaları ve şu an Türkiye'nin her noktasında bizler gibi milyonlarca vatandaşımızın darbeye direndiğini anons ediyordum. Bir taraftan da gelişmeleri oluşturduğumuz haber alma komisyonumuzdan alıyorduk. Sonuçta bu bir darbe girişimiydi ve iletişim çok önemliydi. Gecenin ilerleyen saatlerinde emniyet mensubu arkadaşlarımız geldi. Zapt ettiğimiz tankları ve darbeci askerleri emniyet mensubu arkadaşlarımıza teslim ettik.
Ne gibi önlemler aldınız?
Bilindiği üzere Mamak'ta Türkiye'nin en büyük kışlalarından biri olan 4. Kolordu Komutanlığı, 28. Mekanize Tugayı Eşref Akıncı Kışlası mevcut. Bizler ilçe binasının önüne geçerken iş makinelerimizi kışlanın önüne yığarak adeta demokrasi barikatı oluşturduk. Çünkü aldığımız bir duyuma göre kışladan çok sayıda tank ve zırhlı araç çıkışı olacaktı. İş makinelerini kışlanın önüne sevk ederken bir taraftan da vatandaşlarımıza bu kritik noktalarda toplanmalarını için duyurular yaptık. Mamaklılar hem ilçe binası önünde toplanarak hem de kışla önünde canlarını mallarını hiçe sayarak toplandı ve darbeye müsaade etmedi. O gece tüm Türkiye'nin demokrasi bayramı olarak tarihe yazıldı.
1980 darbesi ve diğer darbelerle arasındaki farkı anlatır mısınız?
15 Temmuz'da yaşadığımız
darbe girişiminden ziyade
katliamdı bence. Tarih boyu maalesef
birçok darbe ve darbe girişimi
olmuş. Fakat hiçbirinde TBMM
bombalanmamış, Cumhurbaşkanlığı
Sarayı bombalanmamış, hiçbirinde millet
bombalanıp ateş açılmamış. TSK'nın
içinde çok küçük bir terör örgütü yapılanmış.
Ve bu cuntacılar bu katiller helikopterle,
F-16'larla, tanklarla iradesine sahip
çıkmak isteyen milletin üzerine saldırmış.
Helikopterlerden milletin üzerine ateş açılmış,
F-16'lardan milletin üzerine bombalar
atılmış, tanklardan milletin üzerine top atışı
yapılmış. Sorgusuz sualsiz iradesine sahip
çıkmak isteyen milletimizin üzerine sahibi
olduğu helikopterler, F-16'lar, tanklar, tüfekler
doğrultulmuş. Terör tatbikatı var denilerek
Mehmetçik, kardeşleriyle karşı karşıya
getirildi. Bunun bir örneği daha yoktur.
Darbe girişimi başarıya ulaşsaydı sonuçları neler olurdu?
Bu girişimin başarıya ulaşmayacağını
sokağa çıktığımda gördüm. Çünkü
sağcısı, solcusu, sosyal demokratı,
muhafazakârı, Alevisi Sünnisi,
Lazı, Çerkesi, kadını, erkeği,
engellisi kısacası 7'den 70'e
herkes sokaklara inmiş ve
yüksek sesle bağırıyordu:
"Bu devlet benim,
bu millet benim,
bu topraklar
benim."