Hamilelikte riskleri belirleyen testleri mutlaka yaptırın!

Hamilelikte düzenli kontroller hem bebeğin hem de annenin sağlığı için yaşamsal öneme sahip. Bebeğinizin sağlıklı gelişimi ve sizin de keyifli bir hamilelik geçirmeniz için gerekli kontrolleri mutlaka yaptırın!

Giriş Tarihi: 4.8.2017 16:52 Son Güncelleme: 19.8.2017 14:58
Hamilelikte riskleri belirleyen testleri mutlaka yaptırın!

Anne adayının tek arzusudur çocuğunu sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmek. Hatta kız mı istiyorsunuz erkek mi diye sorulduğunda da her anne, "Sağlıklı doğsun, başka bir şey istemem!" der. Tabii sadece istemek yetmez. Çocuğunuzun sağlıklı doğmasını istiyorsanız işi şansa bırakmamalısınız. Hamilelik döneminde yapılan testlerle anne ve bebekte oluşabilecek riskli durumlar belirlenebiliyor. Bu testler sırasında önce anne adayının öyküsü alınıyor, daha sonra kan tahlili ultrason muayeneleri yapılıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Lütfü Önderoğlu, bu muayenelerle anne ve bebekte hangi sağlık sorunlarının tespit edilebildiğini anlattı.

Her hamile 12. hafta kontrolünü yaptırmalı
11-14. haftalar arasında yapılan tek bir muayeneyle anneyle bebek, düşük veya yüksek riskli grup olarak belirlenebiliyor. Özellikle ilk 3 ay sonunda kontrollerin yapılıp, bundan sonraki bakım programlarının kişiye ve ihtiyaca özgü yeniden planlanması hem anne hem de bebek için yaşam kurtarıcı oluyor. Çünkü bu sayede sağlık hizmeti çok daha verimli ve etkili verilebiliyor. Riskli gruplar erken dönemde belirlendiğinde anne ve bebekte oluşabilecek hamilelik kayıpları; erken doğum, doğum öncesi kanamalar, büyüme geriliği, preeklampsi ve down sendromu gibi ciddi komplikasyonlar tespit edilerek önlenebiliyor ya da sorun hafifletilebiliyor. Dolayısıyla her anne adayının 11-14. haftalar arasında, en ideali ise 12. haftada kontrole gitmesi çok önemli.

Muayenede neler yapılıyor?
Annenin öyküsü
Yapılan muayenenin ilk adımında anne adayına daha önceki hamilelikte erken veya ölü doğum, hamilelik tansiyonu, hamilelik zehirlenmesi, bebeğin anne karnında iyi büyümemiş olması gibi sorunların olup olmadığı soruluyor, ayrıca yapmış olduğu doğum varsa bunun tam bir hikayesi alınıyor. Anne öyküsünün alınması, yüksek risk taşıyan ve doğumu 34 haftadan önce yapma tehlikesi olan anne adaylarını seçebilme ve önlem alma şansını sunuyor.

Kan tetkikleri
Anne adayının kan grubu, RH faktörü ve tam kan sayımı, geçirmiş olduğu enfeksiyonların araştırılmasının yanı sıra bu döneme ilişkin bazı özel hormon ve plasental proteinlere bakılarak, anne yaşıyla hamilelik haftasının birleştirildiği ilk 3 ay testi yapılıyor. Elde edilen test sonucu olasılık hesabıyla anne adayının kromozom anomalili bebek doğurma, preeklampsi ve buna bağlı büyüme geriliği riskleri sayısal olarak tespit ediyor. Çok yüksek risk taşıyanlarla düşük risk taşıyan hamileler de böylelikle belirlenmiş oluyor. İlk trimester kan testinden en iyi sonucun alınabilmesi için bu test, ultrasonografiyle bakılan bebeğe ilişkin bazı özel ölçümlerle birleştiriliyor. Ultrasonografi 11-14 hafta arasında yapılacak ultrasonografiyle hamileliğe ilişkin pek çok bilgi alınabiliyor. Bu dönemde özellikle ense saydamlığı ölçümü, birinci trimester tarama testi biyokimyasal değerlerle kombine edildiğinde ve gerekirse kalbe uygulanan duktus venozus doppleri, (kalp kapağı doppler ölçümleri) Prof. Dr. Lütfü Önderoğlu:"Anneyle bebeğin yaşamını tehdit edebilen pek çok komplikasyon artık belirlenebiliyor" Daha önceleri ayda bir kez yapılan rutin takipler, 30. haftadan sonra genellikle 2 haftada bir, 36. haftadan sonra ise haftada bir olarak doğuma kadar sürdürülüyordu. Bunun nedeni ise hamilelik zehirlenmesi (preeklamsi) ve ani başlayan kanamalar gibi çeşitli komplikasyonların hamileliğin ikinci yarısından sonra görülmesiydi. Oysa son yıllarda tıp teknolojisindeki gelişmeler ve bilgi birikimi sayesinde anneyle bebeğin yaşamını tehdit edebilen pek çok komplikasyon; anne adayının öyküsünün alınması, kan tahlili ve ultrason muayenesiyle hamileliğin ilk haftalarında belirlenebiliyor.

Ultrasonografi
11-14 hafta arasında yapılacak ultrasonografiyle hamileliğe ilişkin pek çok bilgi alınabiliyor. Bu dönemde özellikle ense saydamlığı ölçümü, birinci trimester tarama testi biyokimyasal değerlerle kombine edildiğinde ve gerekirse kalbe uygulanan duktus venozus doppleri, (kalp kapağı doppler ölçümleri) burun kemiği değerlendirildiğinde; bebekte down sendromu gibi önemli kromozom anomalilerinin tahmin edilme şansının yüzde 90'lara ulaştığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda bebeklerde majör yapısal anomalilerden anensefali (beynin ve kafatası kemiklerinin yetersiz gelişimine bağlı çok ağır bir oluşum kusuru) karın ön duvar anomalileri, mesane ve ağır nörolojik sistem anomalileri de görülebiliyor.

Hangi riskler tespit ediliyor?
Anne adayında; Hamilelik hipertansiyonu

Anne adayının tansiyonunun 140/90 mmHg ve üzerinde seyretmesine ve beraberinde böbrekten idrara protein kaçağı olmasına preeklampsi, bir başka deyişle hamilelik zehirlenmesi adı veriliyor. Yüzde 6-8 sıklıkla rastlanan hamilelik zehirlenmesi annede beyin kanamasından akciğer ödemine, görme kaybı, böbrek ve kalp yetmezliğinden ölüme kadar çok ciddi tablolara yol açabiliyor. Anne karnında bebekte büyüme ve gelişme geriliği olabiliyor, plasentanın erken ayrılma riski de artıyor.

Erken doğum
Özellikle 34 haftanın altında gerçekleşen doğumlar sonucunda bebek ölümleri ve nörolojik kalıcı hasarlar günümüzde sıkça görülüyor. Önceki hamileliklerde erken doğum, erken su kesesi açılması gibi öykü alınması ve rahim ağzıyla kanalın sonografik takibi bu yönde yüksek risk taşıyan hamileliklerin saptanmasına yardımcı oluyor.

Bebekte; Down Sendromu
11-12. Haftada anne yaşı, kan tetkikleri ve ultrasonografi takibinden alınan sonuçlar birleştirilerek bebekte kromozom anomali riski tespit edilebiliyor. Eğer bebek yüksek risk grubundaysa, örneğin down sendromu riski tespit edilebiliyor. Eğer bebek yüksek risk grubundaysa, örneğin down sendromu riski yüzde 1 civarındaysa koriyon villüs biyopsisi önerisi yapılarak erkenden kromozom analizine olanak sağlanabiliyor. Yapılan bu birinci trimester taramasıyla kromozom anomalileri yüzde 90 oranında tahmin edilebiliyor.

Fetal anomaliler
11-14. hafta sonografisiyle majör anomalilerin önemli bir bölümü tanınabiliyor. Örneğin; bebeğin kafatası ve beyin dokusundaki gelişme sorunu, karın ön duvarındaki açıklık, dışarıya doğru fıtıklaşan bağırsak veya karaciğer, idrar kesesinde tıkanıklık veya dev bir idrar kesesi tespit edilebiliyor. Ayrıca hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kendini gösterebilecek kalp anomalileriyle iskelet sistemine ait anomaliler hakkında ön fikir elde edilebiliyor ve bu hamileler yakın takibe alınıyor.

Büyüme ve gelişme geriliği
Yetersiz gelişme ve büyüme nedeniyle anne karnında ölüm olabileceği gibi doğum sonrası kalıcı özürler de gelişebiliyor. Bu bebeklerin önceden tespit edilmesi, daha farklı bir takip önerilmesi ve gerekirse erken doğum ile anneyle bebeğin yaşamı kurtarılabiliyor.

Hazırlayan: Başak DOĞRU

ARKADAŞINA GÖNDER
Hamilelikte riskleri belirleyen testleri mutlaka yaptırın!
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA