Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

HDP, Kürtlere yabancılaşıyor

Seçimlere kaldı burada tam bir ay. Özellikle MHP ve HDP'nin söylemsel yakınlığı dikkat çekici. İkisi de karşılarına siyasi rakip olarak AK Parti'yi değil Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı koyuyor.

Demirtaş'ın "Başkan yaptırmayacağız" diyerek sloganlaştırdığı Erdoğan karşıtlığı, yine yaptırmamak üzerine olumsuz bir söylem. Aynı şekilde Bahçeli'nin seçim beyannamesini açıklarken Erdoğan karşıtlığı söylemine sığındığı görülüyor.

Tüm seçim stratejisini Erdoğan karşıtlığı üzerine kurup ağzına gelen her şeyi söyleyen muhalefet, Cumhurbaşkanı Erdoğan kendilerine cevap verince de "Cumhurbaşkanı tarafsız değil" diye şikayete başlaması yıllardır izlediğimiz "Arkası yarın" dizilerini anımsatıyor.

***
Demirtaş mesela. Gezi'den bu yana kafalamaya çalıştığı Kemalist kitlenin Erdoğan karşıtlığını siyasi ranta çevirmek için o kitlenin sözcülüğüne soyunmuş durumda.

HDP'liler yüzde 52'nin oyunu ve onayını almış Erdoğan'a her türlü lafı söyleyip Erdoğan cevap verince de "Tarafsızlığını yitirdi" diye YSK'ya şikâyete koşuyor.

HDP'li belediyeler, KCK tutuklamalarını savunan Paralel Yapı'nın sözcülerini belediye kapısında karşılıyorlar. Ancak aynı belediyeler en azından makamına saygı gösterip de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı karşılamıyorlar.

Zaten Çözüm Sürecini başlatan, "Kürdüm" demenin yasak olduğu günlerden insanların özgürce kimliğini açıkladığı bugünlere gelinmesini de Paralel Yapı sağlamıştı değil mi?

Analar ağlamasın diye bırakın elini, tüm bedenini taşın altına koyan Erdoğan'a hakaret etmenin, arkaik Türk solunun yıllardır yaptığı "Taksim-Kabe" benzetmesini tekrarlamanın, elbette ki sandıkta karşılığı olacak.

***

HDP'liler, şu anda kol kola oldukları, kendilerini sürekli ekranlarına, gazetelerine çıkaran D ve F Tipi medyanın gazıyla barajı geçeceklerini sanıyor. Ama bence yanılıyor. CHP'lilerin her seçim akşamı yaşadığı 'mağlubiyet psikolojisini' 7 Haziran akşamı HDP de yaşamak istemiyorsa Çözüm Süreci'ni artık 'ucundan' tutarak değil gerçekten sahiplenmeleri, söylemlerini gerçekten Kürt halkının taleplerine göre yeniden güncellemeleri gerekiyor.


***

Hemen hemen tüm anketlerde milletin çözüm sürecinin asıl sahibi olduğu görülüyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da yüzde 90'ın üzerinde Çözüm Süreci'ne destek var. Çözüm Süreci'ne destek veren Kürtler HDP'nin, barış ve huzur için elini taşın altına koyan Erdoğan'a ve Hükümet'e bu kadar sert çıkmasına anlam veremiyor.

Aynı şekilde HDP'nin, din, Diyanet, İmam Hatip gibi konularda 'Nişantaşı solcuları" gibi veya "Kemalist" bir ağızla konuşmasını kenara not ediyor. HDP, 'Batı'daki Gezici'nin oyunu alacağım' diye gittikçe Kürtlere yabancılaşıyor.

Geçmişte merkez sağın sözcüsüyüm diye tek başına iktidara gelen Demirel de benzer hatalar yapmıştı. O da yüzde 50'leri geçen oy oranları ile tek başına iktidar olmayı başarmıştı.

Ama aynı Demirel her darbe döneminde vesayetçilere boyun eğip şapkasını alarak milleti ortada bıraktı.

28 Şubat'ta kendine oy veren insanlarla o kadar yabancılaştı ki 10. Yıl Marşı'nın, Batıcılaşmanın, bu milletin gerçek 'değerleri' olduğunu bile söyledi.

Ondan sonra da Demirel ve onun çizgisindeki partiler siyaset tarihinin karanlığına gömüldü.

Bırakın barajı, o çizginin bugün siyasette ismi dahi yok.

HDP de aynı akıbeti istemiyorsa bu "yabancılaşmaya" son vermeli…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA