Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER DURNA (AKDENİZ)

Sevgi, saygı ve hoşgörü

Geçtiğimiz hafta bir iş seyahati nedeniyle yazımı ulaştıramadım sizlere. Sevginize ve hoşgörünüze sığınarak bugün her şeyden uzaklaşıp hayat üzerine sevgi üzerine düşüncelerimi paylaşmak istedim. Özellikle son yıllarda ülkemizin etrafından yaşanan çeşitli sıkıntılar, günlük işyerlerinde ve evlerde yaşanan sıkıntılar var. Belki bir ömür boyu dinlenemeyecek olan yorgunluklar, gencinden yaşlısına hepimizi asabi yapmaya yetip artıyor bile. Nesiller boyunca azalacağına artan stresler, artık her gün manşetlerde okumaktan bıktığımız trafik kazaları, birbirleri ile konuşmak yerine küfürlerle karşılık veren gençler, sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin yarattığı gerilimler. Neler oluyor bizim insanımıza? "Neden oluyor, niçin oluyor?" diye sormadan geçemiyorum. Neden bizim insanımız bir parça mutluluğa hasret, genetik özelliğimiz olan hoşgörü hasletimiz nerede? Evet en son hangi hatayı affettik açık yüreklilikle? En son neyi sabırla bekledik, en son kiminle samimi bir şekilde tokalaştık? Peki en son hangi verdiğimiz sözü tuttuk diye bir düşünelim bakalım. Öyle bir zamanla ve nesille karşı karşıyayız ki huzur nedir bilmeyen, sabrı tanımayan, hoşgörünün sözlük anlamını bile bilemeyen, sevgiyi kitaplarda dahi okuyamamış, mutluluğu tanımayan ve ne bildiğinin farkında olmayan bir nesille karşı karşıyayız. Soruyorum şimdi 'Ne kadar oldu sevgiyi hayatımızdan çıkartalı?' Olması gereken sevginin yerine neyi koyduk acaba? Sevginin yerine koyduğumuz her neyse bizi günden güne acizleştirdi ve zayıflattı öyle değil mi? Sevginin yerini alay almış, küçük görmeler almış, hedefsiz, nefret duygularıyla dolu, mutsuz ve zayıf bir hayat başlamışız. Sevgiyi bir kenara bırakırken ahlakı ve değerlerimizi de yanına bırakıvermişiz. Can dostlar, arkadaşlar, beyler, bayanlar. Şöyle silkinin ve artık kendinize gelin. Kaybedilen sadece sevgi ve ahlak değil, aynı zamanda insanlığımızı da kaybediyoruz. Kendi ellerimizle yarattığımız canavarlarla önce geçmişimizi sonra geleceğimizi kaybediyoruz. Bizi biz yapan değerlerden uzaklaşmaya başladık, gelecekte bize öncülük yapacakları da kaybetmekteyiz. Milletimize has en kutsal değerlerimiz artık bir hiç olmaya başlamış bile. Anlayış enayilik, sabır aptallık, sevgi ise anlamsız olmaya başlamış. Sevgisiz bir yürek sadece bir et yığınıdır, sevgiden boşalan yere acı ve hüzün yerleşir. Sevginin girdiği yerde ise sevinç ve huzur vardır. Sevginin bittiği yerde nefret ve kin ortaya çıkar. Sevginin girdiği yerde ise sabır ve hoşgörü yerini alır. Sevgiyi bıraktığımız yerden almalı, hayata sevgi ile ve severek bakmalıyız. Sevgiyle kalın…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA