Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Tam 10 yıl oldu anama hasret

Anne…
Anam…
Anacığım benim…
Tatlı anam, Güzel kokuna hasret kaldığım Fistuğum…
Tam 10 yıl oldu ha!
Vay be!
Daha dün gibi gidişin...
Buram buram hasret dolu bir 10 yıl.
Analar hep tatlı olur ya…
Benim anam Anzer balı gibi tatlı ve kıymetliydi.
O güzel gülüşüne kurban olduğum anam.
Gözüme bir çöp kaçsa, anne diye ağlardım.
Parmağıma diken batsa, anam diye bağırırdım.
Çayları yara yara koşar gelirdin hemen…
Şimdi de yokluğuna ağlıyorum anam…
Hem de olur olmadık yerde.
Her 'ana' lafı geçtiğinde burnumun direği sızlıyor.
Anasız kalmak acıdır.
Meğer bizim Cihan da annesini kaybetmiş.
Hem de genç yaşta…

***
Hastalığı bir yıl sürdü.
Tam iyi oldu derken yıldız misali kayıp gitti elimizden.
10 yıl olmuş.
Su gibi geçmiş zaman.
Hasretlik kandan bir gömlektir; Mevla'm, kimseye giydirmesin…
Her yara, zamanla iyileşir ama hasret, kurt gibi kemirir adamı.
Anacığım İstanbul'daydı.
Günde en az üç kez telefonda konuşur, dertleşirdik.
Hasta babamın sağlığından çayların budanmasına, ahırdaki danasından fındık bahçelerini saran dikenlere kadar her şeyden uzun uzun konuşurduk. "Anam elin yorulmadı mı?" derdim bazen, "Yoo" derdi.
Oysa eli yorulurdu.
Ama yine de telefonu bırakmak istemezdi.
Böyle hasret giderirdik.
Bir gün, "Ersin bugün niye aramadun" dedi.
Üzülmüştü.
Telaşlandım. "Aradım anam unuttun mu yoksa?" dedim.
"Üç kere arardın ama bugün iki kere aradın" dedi.
Gerçekten de işe dalmış o gün iki kez aramıştım Anzer balımı.
Ne üzülmüştüm bilseniz.
Meğer anam hasretle yanıyordu.
Ama ben anlamamışım.

***
Bir keresinde de "Ne uzak yoldu gelemedin" diye sitem etmişti.
Nereden bilirdim tekrarı olmayan bir film izlediğimi.
Hem anacığıma ölümü hiç yakıştıramazdım ki...
'Ölüm' lafı aklımı almaya yeterdi bile.
Son telefon konuşmamız ise sanki bir 'Vedaydı.'
"Haydeee!"
demişti…
Tek kelimeye dünyayı sığdırarak: "Hayde..."
"Hayde babana gidelim," "Hayde evime götür beni," "Haydee gidelum hayde," "Haydeeee…"
Sonra bir daha hiç konuşamadık.
Gözlerini bile açmadı bana.
Şimdi çay toplama zamanı.
Anam çaylarına hasret.
Çok sevdiği denize bakan evine de.
Hiç kıyamadığı çocuklarına ve torunlarına da…

***
Anam gideli tam 10 yıl oldu.
Yaşar abim (Bayboğan) de 4 yıl önce Temmuz'un 7'sinde veda etti sevdiklerine…
Güzel insanlar uzun yaşamıyor.
Yaşar abi de güzel insandı.
Çok erken gitti…
Hem de çocuklarına eşine ve sevdiklerine doyamadan…
Eğitim aşığıydı.
Bıraktığı bayrağı şimdi oğulları Lütfü ve Gökhan taşıyor…
Çağ Okulları ve Üniversitesi büyüdükçe Yaşar abim de yattığı yerde mutlu oluyordur, eminim.
Bugün anacığımın ve Yaşar abimin ölüm yıldönümü.
Ruhları şad olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA