CHP, ABD'den AK Parti'yi devirmesini ve yerine kendisini getirmesini istemiş…
Bu iddia CHP'nin eski Genel Sekreteri Süheyl Batum'a ait.
Hem de kapalı kapılar ardında değil, ulusal yayın yapan, CHP'ye yakın bir TV kanalına yapmış bu açıklamayı.

Kaset tezgahıyla CHP'nin başına gelen Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı da Batum'u doğrular nitelikte.
Bu adam Feto sayesinde CHP'ye zembille indi.
Boşa kukla olmadı yani.
Feto'nun yalanlarını hem Meclis'te hem de mitinglerinde seslendirerek yerini sağlama aldı.
Genel başkanlığı avanta olan birinin, iktidarı da beleşe getirmek istemesi mümkün.
Sandıkla olmayınca çareyi darbede aradı.

17-25 Aralık darbe girişimi sırasında Kılıçdaroğlu, dönemin ABD Büyükelçisi Ricciardone ile yemek yemişti.
Yemek o sıralar basından gizlenmişti.
Neler konuşulduğunu Batum şimdi açıklıyor.
'AKP'yi devir, beni getir' Vay be!
Adam milli değil ki...
Avantadan genel başkan oldu.
Yine avantadan başbakan olmak istedi.
İsrail ve ABD'nin etkili olduğu seçim ayarlı operasyonun boşuna yapılmadığı anlaşıldı.
Aralık darbesiyle AK Parti'yi devirip yerine CHP'yi getireceklerdi.
Ama millet tezgahı bozdu.
Erdoğan''a sahip çıktı.

CHP ve ABD arasındaki gizli ilişkileri deşifre eden başka şeyler de var tabii.
Gülen'in darbe girişiminde bulunduğu tarihlerde Kemal Kılıçdaroğlu, ABD Ulusal Savunma Üniversitesi Başkanı Emekli Büyükelçi James A. Laracco'yu genel merkezde ağırladı.
Görüşmede zamanın CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da vardı.
Masada ise kırmızı renkli Uludere Dosyası.

KK seçime az bir zaman kala Amerika'ya gitti.
Seyahatinin gerekçesini açıklarken, "Bu gezi bizim Çin'e, Mısır'a, Irak'a yaptığımız gezi formatında değil.
ABD'de siyasal çevrelerde CHP tanınmıyor.
Önyargılarla biliniyor.
Gerçek nedir anlatacağız.
3 ayrı düşünce kuruluşuyla görüşeceğiz, sorularına yanıt vereceğiz" dedi.
Demek ki o gezinin amacı da AK Parti'ye yapılacak darbe planlarını görüşmekti.

Kemal, Türkiye'yi hep gammazlayıp durdu.
Ülkesi hakkında sürekli kara propaganda yaptı.
İsrail TV2'sine verdiği demeçte AK Parti'yi, yargıyı ele geçirmekle suçladı. İngiltere'
de Avam Kamarası'nda İşçi Partisi Genel Başkanı'na "Türkiye'de demokrasi yok, baskı altındayız" diye dert yandı.
AB'ye şikayet mektupları yağdırdı.
Washington Post'a yazdığı makalede ise, "AKP acımasız…
Sistematik zulmediyor…
Özgürlükler yok ediliyor" demişti.
Kısacası KK'nın sabıkası çok.
Süheyl Batum ancak kovulduktan sonra Kemal'in ve CHP'nin kirli çamaşırlarını ortaya döktü.
Ve Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Mehmet Bekaroğlu ile Sezgin Tanrıkulu'nun küresel sistemin adamları olduğunu söyledi.
CHP'nin Amerika'ya 'AKP'yi devir, beni getir' demesi resmen skandaldır.
CHP'nin iddiaya sessiz kalması ve malum medyanın Batum'un sözlerini görmezden gelmesi de çok ilginçtir.
Batum'un açıklaması da gösterdi ki bu CHP Atatürk'ün kurduğu CHP değildir.