Kabul edelim ya da etmeyelim, bilim ve gastronomi çevreleri, alternatif yiyecek kaynakları arayışında bütün dikkatlerini böceklere çevirdi bile. Üstelik buna dünya nüfusunun hızlı artışı karşısında et üretiminin yeterli olmayacağı da eklenince, yakında beslenme alışkanlıklarımızda değişiklik yapmaya alışmamız gerekiyor. Birleşmiş Milletler, 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağını tahmin ediyor. Bilim insanlarına göre nüfus bu kadar arttığında kırmızı ve beyaz et ihtiyacı iki misline çıkacak. Bu kadar hayvanı yetiştirmek için ne imkan ne de toprak olacağını iddia edenler, farklı yiyecek arayışına girdi bile. Son yıllarda bu arayışın başrolünde böcekler var. Uzakdoğu'da her türlü böcek zaten yüzlıllardır yeniliyor, ama buna Batı dünyasının alışması kolay olmayacak. Avrupa'da böcekli yiyecekler akımının öncülüğünü bir süredir Londra yapıyor. Daniel Creedon'un Archipelago adlı restoranı, her boy çekirgenin yanı sıra timsah ve kanguru gibi egzotik lezzetleri de menüsünde bulunduruyor. Dünyanın en iyi restoranı olarak gösterilen Danimarka'daki Noma'nın sahibi ve şefi Rene Redzepi de bu akımın takipçilerinden. Redzepi hem Noma'da hem de geçen yıl Londra'da Claridge's Hotel'in içinde açtığı Taste of Noma adlı restoranında bol bol böcekli ve karıncalı yiyecekler hazırlıyor.
BÖCEKLİ YEMEKLER FESTİVALİ
Londra şimdi de 30 Nisan-1 Mayıs arasında düzenlenecek Pestival 2013 adlı etkinlikte, yenilebilir böcekler festivaline evsahipliği yapmaya hazırlanıyor. Festivalde iki günlüğüne açılacak Nordic Food Lab adlı restoranda, aşçı ekibi, Noma'nın sahibi Rene Redzepi'ye çekirge sosları ve çıtır çekirgeler hazırlayacak. Etkinlikte ayrıca böceklerin lezzetleri üzerine tartışmalar da yapılacak. Katılımcılar arasında yenilebilir böcekler üstüne araştırmalarıyla dikkat çeken Hollandalı Prof. Dr. Marcel Dicke de var. Pestival 2013'ün sponsoru ise Wellcome Trust adlı bir vakıf. Bu vakıf, böcekli yiyeceklerin yaygınlaşmasını için çalışmalar yürütüyor. Rene Redzepi de bu vakfın destekçilerinden... Redzepi,
Guardian gazetesine yaptığı bir açıklamada "Biliyorum Batı dünyasında böcek yemek bir tabu. Peki ama neden?" diye soruyor ve yanıtını yine kendisi veriyor: "Güneydoğu Asya'ya gidin, böcek yemek çok olağan bir durum. Dünyanın dört bir yanındakiler böcek yiyor. Eğer mantar seviyorsanız, hayal bile edemeyeceğiniz kadar kurtçuk yutuyorsunuz demektir. Bununla birlikte iştahla yediğimiz balı, arı kusarak yapıyor. Bu nedenle bir sonraki sefere sütünüze, çayınıza bal atarken biraz daha düşünün."
BÖCEKLERLE BESLENME, ÇEVREYE DAHA AZ ZARAR VERİYOR
Hollanda'da Wageningen Üniversitesi'nde araştırmalar yapan entomolojist (böcek araştırmacısı) Prof. Dr. Marcel Dicke'ye göre hayvan besiciliğinin çevreye verdiği zararlara karşılık, böcek yetiştiriciliği çok daha yararlı:
* Büyükbaş hayvan yetiştirken kullanılan sera gazı salınımı, bir kilo un kurdu yetiştirilirken salınan gazların en az 10, hatta bazen 100 katı. Et hayvanı besiciliğinde ortaya çıkan ve çevre kirliliğinin en önemli faktörlerinden biri olan amonyak, böcek yetiştirildiğinde en aza iniyor.
* Yenilebilen böceklerden insana geçecek hastalık yok. Halbuki büyük baş, küçük baş, tavuk gibi et kaynağı hayvanlardan her zaman insanlara geçebilen hastalıklar mevcut.
* Hayvanlara verilen yiyeceklerin büyük kısmı, o hayvan tarafından vücudunun ısısı ve beslenmesi için kullanılıyor. Dolayısıyla hayvana verilen yem miktarı yüksek, elde edilen et miktarı az oluyor. 10 kilo yem karşılığı elde edilecek sığır eti miktarı sadece 1 kilo, tavuk eti miktarı 3 kilo, böcek miktarı ise 9 kilo.
* Hayvan yetiştiriciliği çok geniş arazilere ihtiyaç var. (www.mangeonsdesinsectes.com ve www.finedininglovers. com'dan yararlanıldı.)
PROTEİN AÇISINDAN ÇOK ZENGİN
* Protein açısından zengin, yağ değeri düşük. Kırmızı ve beyaz etteki protein oranından yüzde 75 daha fazla protein içeriyor. Yağ oranı sadece yüzde 2,2.
* Yüksek kalitede önemli besin değerleri taşıyor.
* Kurt, çekirge, karınca, solucan gibi böceklerin yapılarında A, B2, C vitaminleri, kalsiyum, fosfor, demir, magnezyum ve bol miktarda Omega3 bulunuyor.
1400 ÇEŞİT BÖCEK YENİLEBİLİR
Dünyada yenilebilir olarak tanımlanabilecek 1400 çeşit böcek var. En çok bilinenler: Karınca, cırcır böceği, çekirge, termit (beyaz karınca), tırtıl, un kurdu. Bunların çoğu soslara katılıyor. Çiğ, haşlanmış, kızarmış, kavrulmuş olarak yeniliyor. Böcek yiyenlere "Niçin yiyorsunuz?" diye sorulduğunda verdikleri ilk cevap: "Tadını beğeniyorum," oluyor. Böcek yiyenlerin en beğendiği iki yemekten biri gorgonzala peynirli tırtıl, diğeri ise cevizli un kurdu.
GURMELER NE DİYOR?
OSMAN SERİM (Yiyecek İçecek Danışmanı)
Batı dünyası yeni keşfetti
"Afrika ve Asya'da böceklerle beslenme bilinen bir şey. Bir moda da değil. Afrika'da çekirgeler, çeşitli larvalar ve tırtıllar çok popüler. Asya'da ise özellikle Çin'de bolca böcek yeniliyor. Batı dünyası ise 10 yıldır keşfetti. ABD'de Los Angeles'ta kataloglardan istediğiniz böcekler yollanıyor. Gurme dükkanlarında böyle bölümler var. Akrep bile yeniliyor. Bizde ise birtakım gıdaları renklendirmek için küçük sirke sineklerine benzer böceklerin kurutularak kullanıldığı biliniyor."
Sevim Gökyıldız (Mutfak Dostları Derneği İkinci Başkanı)
Yakında karıncalı su böreği yiyebiliriz
"Biz Türkler yiyecek seçerken tutucuyuz. Tadına, kokusuna, şekline alışık olmadıklarımızı ya reddeder ya da sadece tadına bakarız. 18 yaşımda Brüksel'de Belçikalı arkadaşlarımın ikram ettikleri salyangozları şeklinden dolayı geri çevirmiştim. Bir akşam yediğim fırında beşamel sosuyla pişirilmiş tavuk tadındaki beyaz et lokmalarına ise bayılmıştım. Yediğim salyangozdu. Şimdilik faydalı besin değerleriyle vücudumuza gerekliliği incelenen bu hayvancıklar, yakında cicili, bicili paketlerde ve aromalı soslar içinde satılacak. Biz de 'pazarlama' denilen korkunç dalgaya kapılıp et, balık, tavuk yerine solucan, kurt, cırcır böceği ve çekirge pişireceğiz. Karıncalı su böreği, çekirgeli karnıyarık bile yapabiliriz."
ÇEVRECİLER NE DİYOR?
TARIK NEJAT DİNÇ (Greenpeace Akdeniz Tarım Kampanyası Sorumlusu)
Hayvancılık, iklim değişikliğini tetikliyor
- Bir büyükbaş hayvanın yetişmesi için doğadan neler kaybediliyor?
- Et tüketimi, gıda ve protein ihtiyacımızı karşılamanın en verimsiz yolu. Bu verimsiz yolla beslenme uğruna dünya kaynaklarının çok ciddi bir kısmı hayvancılık sektörünce tüketiliyor. Sanayileşmiş ülkelerin tarımsal üretiminin yüzde 40'ı hayvancılık sanayiince tüketilir. Dünyadaki toplam ekilebilir tarım arazilerinin üçte biri, sadece yem amaçlı bitkisel üretim için kullanılır. Dünyanın başına musallat olan GDO tehlikesi de büyük ölçüde endüstriyel hayvancılık sisteminin ihtiyaçlarını karşılamak adına ortaya çıktı. Hayvancılık, iklim değişikliğine bağlı küresel ısınmanın da etkenlerinden biri. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne (FAO) göre insan kaynaklı sera gazı salınımının yüzde 18'i hayvancılıktan kaynaklanıyor. Kırmızı et üretiminin yarattığı sera gazı salınımının beyaz etin yarattığının iki buçuk katı olduğunu biliyoruz. Başta büyükbaş olmak üzere hayvancılık, su varlıklarını da tüketiyor. 1 kilo kırmızı etin üretimi için tüketilen su, 1 kilo patatesin 100, 1 kilo buğdayın 12 katı kadar.
- Türkiye'de etin yerine böceklerin yenilme ihtimali var mı sizce?
- Zaten dünyanın birçok yerinde, birçok kültürün beslenme rejiminde böcekler yer alır. İnsanlığın avcı toplayıcı dönemlerinde de böceklerin günlük diyetin önemli bir kısmını oluşturduğu biliniyor. Birçok Uzakdoğu, Asya, Güney Amerika, Afrika ve Okyanusya'da böcekler yeniliyor. Böceklerin yiyecek olarak 'iğrenç' veya 'tabu' gibi algılandığı yegane bölge Batı dünyası.
- Sizin önerileriniz nedir?
- Belki herkesin vejetaryen olmasını beklemek gerçekçi olmayabilir. Sanayileşmiş Batı toplumlarındaki açgözlü diye tanımlanabilecek ölçüdeki aşırı et tüketimi dizginlenmeli.
ET ÜRETİCİLERİ NE DİYOR?
EMİN ARSLAN (Emin Et Yönetim Kurulu Başkanı)
Müslüman mahallesinde kesinlikle böcek yenilmez
Türkiye'de böcekli yiyeceklere ilgi gösterilmeyeceğini iddia eden Emin Et Yönetim Kurulu Başkanı Emin Arslan, konuya "Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz," diye başlıyor ve itirazlarının nedenlerini şöyle açıklıyor: "Müslüman coğrafyasında ve Türkiye'de böcekli yiyeceklerin yenilebileceğine inanmıyorum. Sokaktaki insana da sorun yüzde 99'u 'Ben yemem,' diyecektir. Kırmızı et üretimi, Türkiye'de zaten yetersiz. Avrupa'da bu rakamları domuz eti dengeliyor. Ete alternatif olarak böcekleri gösterenler bunu şov, macera amaçlı yapıyor olabilir. Uzakdoğu'da sırtı yukarıya bakan her hayvan yenilir. Ama Türkiye'de birine 'Sana çekirge, kurtçuk vereceğim,' derseniz, asla yemez. Nüfus çok hızlı artarsa bizde ete alternatif olarak bitkisel özelliklerinden dolayı soya yenilebilir. Bizim en büyük sorunumuz üretimdeki maliyetler. Avrupa'da kemikli dana etinin kilosu 2,5 avro, bizde ise 7 avro. Fiyatlar pahalı, o yüzden satışlar düşük. Halk bu yüzden tavuk etine yöneldi. Çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi lazım. Avrupa ve ABD'de hayvancılık sektörleri çok yukarıda."