Son zamanlarda Miranda Kerr her yerde! Sürekli yeni çekimlere imza atıyor, programlara konuk oluyor, stiliyle dikkat çekiyor ve güzellik hakkında tavsiyeler veriyor. Sadece modellik yapmakla kalmayıp birçok kadına da yaşam tarzıyla ilham kaynağı olan Kerr'in, Kora Organics by Miranda Kerr adıyla yarattığı bir markası bile var. Özel hayat deseniz, kıskandıracak kadar mükemmel. Oyuncu Orlando Bloom ile evli, 2.5 yaşında dünyalar tatlısı Flynn isimli bir oğlu var. Yani Miranda Kerr, uzaktan bakıldığında dört dörtlük bir kadın. Mango'nun da iki sezondur yüzü olan Kerr ile New York'ta tanışana kadar, bu 'mükemmellik' karşısında neler hissedeceğimi merak ediyordum. Mango'nun yeni sezon çekimleri New York Gramercy Park Otel'de tamamlandıktan sonra Miranda Kerr'i terasta otururken gördüm. Bir yandan salatasını yerken, diğer yandan fotoğrafları inceliyordu. Yok denecek kadar az makyajı, doğal halleriyle dünyanın en seksi kadınlarından biri değil de, çekim ekibinden bir asistanmış hissi uyandırıyordu. Ama ayağa kalktığında, tüm havası değişti ve "Eğer Miranda gibi bir kadın varsa, biz niye varız?" sorusunu kendime sormadan edemedim. Miranda'nın dünyası 2004'te New York City'ye taşınıp, Next ajansıyla anlaşmasıyla değişiyor. Bu süreçte Miranda; Levi's, Seafolly Swimwear, Victoria's Secret, Anna Molinari, Roberto Cavalli, Enrico Coveri, Arden B, Cia Maritima, Amuleti J gibi markalara mankenlik yapıyor. 23 Temmuz 2010'da Bloom ile evlenerek tüm kadınları kıskançlık krizine sokar. 6 Ocak 2011'de oğlu Flynn Christopher Bloom'u dünyaya getirir. Ünlü Hollywood yıldızı Orlando Bloom, 2006 yılında Victoria's Secret defilesinde Miranda Kerr'i görünce vurulur. Ajansını arayıp telefonunu ister. Kerr "Karşı koyamadım, ilişkimiz böyle başladı" diye anlatıyor ilişkilerini... Bloom için, "O rüya gibi bir erkek ama bir yıldız olduğu için değil. Yalnız kaldığımızda kimliksizleşiyoruz," diyen Kerr, evli kadınlara, eşlerine evde huzur vermelerini öneriyor. Ve daha neler, neler...
- Uzaktan bakınca ailesine, işine, markasına kısacası her şeye yetişen, bir süper kadın var karşımda. Bu imajı devam ettirmenin sırrı ne?
- Zamanımı doğru planlayarak, hem işime hem de oğlum ve eşime gerekli zamanı ayırabiliyorum. Çünkü annelik yapmak, onu alıp parka götürebilmek, tipik bir anne gibi olabilmek benim için çok önemli. Bu küçük anlar, bu zamanlar geri gelmeyecek. Çok yoğun bir çekim trafiğim varsa, büyükannemi çağırırım oğlumun yanında olması için. Hayat çok hızlı geçiyor ve oğlum çok hızlı büyüyor. Hiçbir şey kaçırmak istemiyorum. Seyahate çıksam bile durum böyle; hangi durumda ne giyeceğimi bilirim, çok fazla şey almam yanıma.
- Moda size ne ifade ediyor?
- Moda yoluyla ruh halini, nasıl hissettiğini ifade edebilirsin. Üstelik eğlenebilirsin de. Ben bazen çok dişi, bazen çocuksu, bazen salaş, bazen eğlenceli oluyorum. Bir boy friend jean'i bu ruh hallerinden birini ifade etmek için şahane bir yol. Kıyafetler bana hâlâ ilham veriyor, bu kadar işin içinde olmama rağmen. Farklı kumaşlar, farklı tasarımlar beni heyecanlandırıyor. Onları birbirleriyle kombinlemek, farklı bir tarzla ortaya çıkmak hoşuma gidiyor. Bunlarla uğraşmak hoş.
- Mango'yla işbirliğiniz iki sezondur devam ediyor... Nasıl buluyorsunuz Mango'yu?
- Mango'da sevdiğim şey; her kadına hitap etmesi, ulaşılabilir bir ücrette olması... Bundan bir önceki sezon daha feminendi. Bu sezon biraz daha sokak stili ve maskülen ama bir yandan seksi bir hava var. Bundan önceki Mango kadınlarına bakacak olursanız, Penelope Cruz, Kate Moss'tu, şimdi de ben. Biz hepimiz birbirinden farklı kadınlarız. Bu da markanın ne kadar farklı tarzda kadınlara hitap edebildiğini gösteriyor. Hepimize de yakışıyor Mango.
Tek idolüm büyükannem
- İdolünüz olan stil ikonları kimler ya da kimlerdi?
- Büyükannemin gardrobunda oynayarak büyüdüm ve onun tarzı beni çok etkiledi. O bana çok fazla paraya ihtiyaç duymadan stil sahibi olmayı öğretti. Bunun sırrı, doğru kıyafetleri bir araya getirmek ve üzerinde taşımak. Büyükannem güçlü ve iyi kalpli bir kadın. Çok da dürüsttür, yüzüne söyler kişinin. Bu dünyadaki idolüm o. Dört çocuğu ve torunları olan bir evhanımı ve çok iyi bir stili var. Organik yiyeceklerle tanışmam büyükanne ve babamın evinde oldu. Onlar bana nasıl pişirileceğini öğretti.
- Büyükannenize hayran gibisiniz?
- Kesinlikle... Çok güzel mavi gözleri vardır, bir göz kalemi ve pempe hafif bir allıkla şahane görünür. Büyüdüğüm yıllarda Audrey Helpburn gibi etekler ve pantolonlar giyerdi, mutfakta böyle gezerdi, her zaman çok iyi görünürdü. Bizim çok paramız yoktu ama onun bir stili vardı. Şu an 77 yaşında.
- Sık görüşür, konuşur musunuz?
- Onunla her gün telefonla konuşurum. Son geldiğinde ona helikopterle New York'u gezdirdim, ağladı. Hayatında hiç böyle bir şey yaşamadığını söyledi. Sonra ona baleye götürdüm. Çok iyi piyano çalar çünkü.
80'e 20 kuralım var
- Diyet sırasında kendinize karşı sert ve acımasız olur musunuz?
- Ailem tüm çocukluğum boyunca bana diyet yerine sağlıklı beslenme ve organik yaşamı telkin etti. Benim 80'e 20 kuralım vardır. Yüzde 80 sağlıklı, yüzde 20 canımın çektiğini yeme felsefem var. Taze ve organik yiyecekleri seviyorum, her sabah limonlu ılık su ve gün boyunca bol bol alkali su içiyorum. Büyükannem beni 12 yaşımdayken noni suyuyla tanıştırdı, o zamandan beri günde iki bardak içiyorum. Yiyecekler benim arkadaşım diye düşünürseniz rahatlarsınız. İnsan kendisini çok fazla sıkmamalı ama aşırıya da kaçılmaması gerektiğini savunuyorum.
- Kaçamak yiyeceğiniz hangisi?
- Organik siyah çikolata.
- İş sırasında yarım saatlik boşluğunuz olsa ne yaparsınız?
- Yoga. 10-15 dakikalık yoga bile, zihin ve vücut sağlığımı dengelememe yardımcı olabilir.
Boş günlerimde aileme sağlıklı yemekler pişirmeyi seviyorum
- Oğlunuzun ve eşinizin tarzını da siz mi belirliyorsunuz?
- Oğlum şu anda 2.5 yaşında ve karakteri oturuyor. Hatta moda konusunda bile. 'Bununla şunu giyelim mi?' diye ona soruyorum, bu konuda fikri oluşmuş vaziyette. 'Hayır' diyebiliyor zaman zaman. Eşim de fikrime önem verir ama o ne istediğini ve ne giyeceğini çok iyi bilir.
- Kendi adınızı taşıyan bir markanız var, Kora Organics... Nasıl ortaya çıktı?
- Büyükannem çocukluğumda aloavera ve noni ile tanıştırdı beni. Noni, Tahiti'de yetişen bir meyve ve benim ürünlerimin içerdiği madde de bu. Bunu içebilirsiniz de, cildinizde de kullanabilirsiniz. 12 yaşımdan beri noni içiyorum. Güneş yanıklarında bile çok iyi gelen bir meyve. Sonra bir arkadaşım vasıtasıyla noni'li cilt ürünlerini ortaya çıkardık.
- Sağlıklı yaşam tarzınızla tanınıyorsunuz... Bu çocukluktan gelişen bir durum mu?
- Ben güzellik içte başlar felsefesiyle hareket ediyorum. Anne olduktan sonra, sağlıklı yaşam ve beslenme konusunda daha tutkulu oldum. O kadar ki, sağlıklı yaşam koçu sertifikası aldım. Tüm aile bir arada olduğumuzda, sağlıklı bir şeyler pişirmeyi çok seviyorum. Çocukluğum sokakta ağaca tırmanarak, nehirde yüzerek, at binerek geçti. Oğlumun da bunları yaşamasını istiyorum.
