Modern şehirli kadının İstanbul'daki en şık ve alımlı örneklerinden biri Dilek Hanif. Paris'te gösterdiği haute couture koleksiyonu, sadece İstanbul'la sınırlı kalmayan geniş müşteri profili, artık yetişkin olan iki çocuğu ve talepkar sosyal hayatına inat, hem ürettikleri hem de fiziğiyle zamana meydan okuyor. Dilek Hanif şimdi de markasının kurulmasına neden olan hazır giyime geri dönüyor. Ünlü modacı "Biz bir Dilek Hanif gardırobu yapıyoruz" dediği 65 parçalık hazır giyim koleksiyonunu ilk kez Cumartesi SABAH'a anlattı.
-
Hazır giyim koleksiyonunuzu kimler için üretiyorsunuz?
- Aslında kendi ihtiyaçlarım doğrultusunda çalışan kadınlar için tasarlıyorum. Kombin kolaylığı sağlayan, gardırobun önünde çok vakit harcamadan şık olmayı sağlayan, rahat kıyafetler üretiyorum. Bence bu koleksiyonun başarısının altında benim de sabahları evden erken ayrılan, çalışan bir kadın olmam yatıyor. Bu tip kadının ne istediğini, neye ihtiyaç duyduğunu gözlemlemiyorum, yaşıyorum.
- Bunca yıl sonra, neden yeni bir dala girdiniz?
- Çok kişi bilmez ama 1991 senesinde kendi markam ilk çıktığında hazır giyim koleksiyonları yapıyordum. Böyle bir işe girmemin sebebi de tamamen kişisel ihtiyaçtan doğmuştu. O zamanlar Türkiye'de net, düz, sade kadına hitap eden, kesimi ve kumaşı güzel kıyafetler bulmak çok zordu. Kadınların ihtiyacına karşılık veren bir marka yarattım. Sonra haute couture'e yöneldim, bir müddet ikisi bir arada gitti.
- Ciddi bir yol katettikten sonra neden hazır giyim koleksiyonları hazırlamaya ara verdiniz?
- Haute couture için hazırladığım her kıyafetin tüm süreçlerine dahil olmak zorundayım. Bu da çok büyük emek ve zaman demek. Haute couture çok keyifli gidince, hazır giyimi biraz ihmal ettim açıkçası.
- Şimdi neden 15 yıl öncesine dönüyor, hazır giyime yoğunlaşıyorsunuz?
- Evet Paris'te defile yapıyoruz, belli ölçülerde tanınıyoruz. Ama global bir marka olmak için kurumsal olmak lazım. Bunun için de hazır giyime yönelmek şart oldu.
- Hazır giyim koleksiyonu yapıyorsunuz, fakat müşterileriniz sizden kişiye özel ürünler almaya alışkın. Bu dengeyi nasıl kuracaksınız?
- Her ne kadar fazla adet ürettiğiniz zaman maliyetler düşse de biz bu yoldan gitmiyoruz. Hiç bir üründe altışar serinin üzerine çıkmıyoruz. Bu da 36'dan 42'ye her beden için iki adet üretmek demek. Bence böylece müşterilerimizin bizden beklediği özel hissetme durumunu korumuş oluyoruz.
- Hazır giyim koleksiyonunuzu nerede satıyorsunuz?
- Şu anda Nişantaşı'nda kendi showroomumuzda bir de Ankara Harvey Nichols'da satıyoruz. Ama planımız bayiliklerle daha fazla satış noktasına ulaşmak.
- Fiyatlarınız hangi aralıkta?
- Hazır giyimde fiyatlar gömlek ve taytlarda 500 liradan başlıyor, elbiselerde bin 500 liraya kadar çıkıyor. Şimdi yaz sezonuna girerken, kışlıklarımızda yüzde 50'ye varan indirimler yaptık.
Modanın içinde kaybolmamalı
- Hazır giyim koleksiyonlarınızı hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
- Kariyerim boyunca trendlerin hiçbir zaman dışında kalmadım ama peşinden de koşmadım. Modanın içinde kaybolan kadınların doğru yolda olmadıklarını düşünürüm hep. Ben kadınların gardıroplarında klasik parçaların olması gerektiğine, zamansız parçalara yatırım yapmaya inanıyorum. Belli başlı parçalara sahip olduğunuzda onları günün çizgilerine uyarlamak daha kolay oluyor.
- Dilek Hanif kadını çok klasik bir kadın mı bu durumda?
- Öncelik kumaşlar ve dikiş. Kaliteli kumaşlar, iyi kesimler ve kuplarla hazırlanan parçalara günün trendlerini ekliyoruz. Bu yüzden 'klasik' demek doğru olmaz, fakat küçük detaylarla fark yarattığımızı düşünüyorum.
- Koleksiyonlarınızda değişmeyen parçalar var mı?
- Yoğun olarak elbiseler ve pantolonlar var. Koleksiyonlarda dikkat ettiğim bir diğer özellik de kıyafetlerin kadını gündüzden geceye taşıyabilmesi. Pantolonlarda boru paçalar, sigaret kesimler ve taytlar hazırlıyoruz. Kloş elbiseler de var, kalem etekli alternatifler de. Kış için gri, lacivert, siyah gibi renkler, yaz içinse beyaz ve yumuşak tonlar ağırlıkta.