Eminönü... Hamdi Lokantası... Çeşit çeşit kebapları... Fıstıklısı, soğanlısı, Adana'sı, Urfa'sı... Mevsimine göre yenidünyası, eriği, sarımsağı... Dillere destandır Hamdi'nin yemekleri... Ünü ülke sınırını aştı, çoktan yurtdışındaki gazetelere taşındı bile. İstanbul'la ilgili hazırlanan rehberlerde Hamdi'ye gitmek 'Mutlak Yapılması Gerekenler Listesi'nin baş tacıdır. Zaten birçok işadamı, bürokrat İstanbul ziyaretinde Hamdi'ye uğrar, varsa yabancı bir misafiri mutlaka Hamdi'de sofra donatır. Az buz değil 45 yıllık bir başarı hikayesi, hayat mücadelesi Hamdi Arpacı'nınki. 45 yıldır Eminönü'nde konuklarını ağırlayan Hamdi geçtiğimiz ay itibariyle bir ilke imza attı. Şişli ve Pera'daki Radisson otellerinin içinde birer şube açtı. Üstelik dekorasyonu Eminönü'nden çok farklı. Siyah mermerler, jaluziler, akşamüstü manzaranın keyfini çıkarabileceğiniz muhteşem bir teras... Yıllardır şubeleşmeye ve konsept değiştirmeye karşıydı oysa Hamdi. Pera'daki şubede bir araya geliyoruz. "Çağa ayak uydurmazsan çağ dışı kalırsın" diyor. Hatta gelecek yıl Eminönü'ndeki şubeyi de restorasyona sokacağını ve daha modern bir mimari yaptıracağını söylüyor. Elbette bu cesaretin arkasında en büyük destekçisi oğlu Şevket Arpacı'nın da katkısı büyük. "Güvenebileceğim biri olunca şubeleşmeye cesaret ettim. Aksi çok zordu. Çünkü işin başında olmak şart" diyor. Gelecek yıl Eminönü'ndeki bina sadece değişmeyecek aynı zamanda da büyüyecekmiş. Hemen yandaki binayı da almak istiyormuş Arpacı, namı diğer Hamo Dayı. 30'lu yaşlarda takmış müşterileri ona Hamo Dayı lakabını. Şimdi Pera'daki şubede farklı bir kitleyi ağırlıyor. "Kim bilir belki şimdi de Mr. Hamo lakabını takarlar" diyor gülerek. Tam bir başarı hikayesi Hamdi Arpacı'nınki. 17 yaşında, askerlik dönüşünde geliyor İstanbul'a. Ağabeyleriyle birlikte üç kardeş Eminönü-Fatih arası dolmuş seferleri yapmaya başlamış. O dönem Eminönü civarında iyi bir kebapçı olmadığını görünce de dolmuş durağının üç metrekarelik bir kısmını temizlemiş ve kebap yapıp satmaya başlamış. "Zaten Urfa'da babamla her pazar kebap yapardık, alışığım. Bizde kebabı erkekler, tencere yemeklerini kadınlar yapar" diyor. Üç metrekarede her gün yaklaşık üç kilo et satmış. Bakmış işler iyi gidiyor, yanına bir garson bir de ustabaşı almış. Ardından da 150 metrekarelik dükkanı tutmuş. O dükkanın müşterileri arasında bakanlar, işadamları, sanatçılar, kimler yokmuş ki... İşler artınca da bugünkü altı katlı binayı önce kiralamış, sonra da satın almış. Arpacı'ya göre başarısının sırrı iyi malzeme kullanmak. "Kimseyi kazıklamıyoruz ve etin, malzemenin en iyisini kullanıyoruz" diyor. Fıstıklı kebabı da kendi icat ettiğini söylüyor. Kuruyemişçi bir arkadaşıyla kebap yaparken fıstıkları ufacık ezip kebabın içine atmışlar. "Biz diğer yerler gibi fıstıkları iri bırakmıyoruz" diyor. En lezzetli kebabın haşhaş kebabı olduğunu söylüyor. Bu arada Ramazan boyunca bütün Hamdi restoranlarında 85 liraya iftar menüsü servis ediliyor.
Çeşme'den havadisler
Yaz başladı ama Çeşme sezonu tam anlamıyla açılmadı. Hâlâ akşamları rüzgar esiyor ve tatilciler şimdilik tercihlerini güneyden yana kullanıyor. Özellikle hafta içinde de Alaçatı sokaklarında daha rahat yürünebiliyor. Unter, 29 gibi İstanbul markaları bir türlü hazırlıklarını tamamlayamadı, kapılarını açamadı. Ama Taksim'in popüler mekanlarından Propaganda iki hafta önce Çeşme Port'ta Propaganda Beach'i açtı. Aya Yorgi'deki eller havaya mekanların aksine burası sakince güneşin, denizin tadını çıkarabileceğiniz, lezzetli yemekler yiyebileceğiniz bir yer. Giriş ücreti hafta içi de hafta sonu da 20 TL. "Yok ben loca isterim" derseniz bin 500 TL ödemeniz gerekiyor. Localarda sekiz kişi rahatlıkla oturabilir. Bu durumda da loca tutmak kalabalık gruplar için makul gözüküyor. Propaganda'nın başlattığı şemsiyelerdeki kasa uygulaması da her plaja örnek olacak cinsten. Siz denizdeyken cüzdanınız ya da değerli eşyalarınız için endişe etmenize gerek yok. Gelecek hafta itibariyle bütün şemsiyelere birer garson çağırma butonu da eklenecekmiş. Propaganda geceleri de kulübe dönüyor. Elbette Türkçe müzik yok. Bunu talep edenler az ilerideki bir başka İstanbul mekanı Albüm'e gidebilir. Alaçatı'daki Dutlu Kahve ise kulaktan kulağa dolaşıp fenomen olan bir başka mekan.