Dünyanın en büyük seslerinden Lara Fabian ile Türk pop müziğinin son dönemdeki en parlak isimlerinden Mustafa Ceceli, bir maxi single projesi için bir araya geldi. Birlikte 'Make Me Yours Tonight/Al Götür Beni' adlı şarkıda düet yapan Fabian ile Ceceli'yi bir araya getirme fikri ise Türk asıllı Belçikalı prodüktör Matt Mert Ersin'e ait. Bu işbirliğini geçtiğimiz çarşamba günü Ceceli'nin Harbiye Açıkhava'da verdiği konserde aynı sahneyi paylaşarak perçinleyen Fabian ve Ceceli ile ortak projelerini konuştuk…
- Bu proje ortaya çıkmadan önce Mustafa Ceceli ismini biliyor muydunuz, yoksa birinin size bahsetmesi sonucu mu öğrendiniz?
L.F.: Daha önce kendisiyle tanışmıyordum ama 'Es' adlı şarkısını biliyordum. Yapımcım Matt M. Ersin aracılığıyla tanıştım kendisiyle.
- Mustafa Ceceli'yi tanıdıktan sonra sizi etkileyen ne oldu da aynı projede yer almaya karar verdiniz; aranjeleri mi, sesi mi?
L.F.: Müziğinin bir taraftan modern, bir taraftan da klasik temelleri beni çok etkiledi. Sadece iyi bir şarkıcı değil, çok profesyonel bir aranjör de aynı zamanda kendisi. Böylece müziğinde çok güzel bir bütün oluşturuyor.
- Mustafa Bey, dünyanın en güçlü seslerinden biriyle aynı projede çalışma teklifini aldığınızda tedirgin olmadınız mı?
MUSTAFA CECELİ: Bu her gün yaşadığımız, alıştığımız bir durum değil. Başta tabii şaşkınlık geçirdim ve "Gerçekten mi!"dedim. İşin ciddiyetine vardıktan sonra da sorumluluk kısmı devreye girdi. Bu kadar önemli bir sanatçıyla aynı projede buluşmanın bir sorumluluğu var çünkü. Olağanüstü bir ses ve o şarkıda onun yanında durabilmeniz gerek. Bu nedenle öncelikle bu duruma kendimi psikolojik olarak hazırlamaya çalıştım.
- 'Bu proje benim hayatımın dönüm noktası olabilir' diye düşündünüz mü?
M.C.: Hayatımda bir sürü kilometre taşı var; eminim ki bu da onlardan biri. En önemlisi de böyle bir sanatçı ile beraber dünya pazarı için bir çalışma yapmış olmak. O açıdan tabii ki hep kendimi, hem de bizim müziğimizi, sesimizi tüm dünyaya duyurmak için güzel bir fırsat bu.
- Birlikte seslendirdiğiniz 'Make Me Yours Tonight/Al Götür Beni' şarkısı sizin için farklı bir deneyim mi oldu?
L.F.: Kesinlikle çok armonik ve başarılı bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Bu şarkıyla bir şekilde Mustafa'nın dünyasına girmiş oluyorum ve biraz da onu, kendi dünyama çekiyorum.
- Aslında bu projeyle Mustafa Bey'i dünyaya da tanıtmış oluyorsunuz...
L.F.: Müzikte başarıdan öte en önemli şey; inandığımız birisiyle birlikte adımlar atmak, bir yerlere gitmek… Bu kendi başarınızdan öte bir sanatçı olarak da misyonunuz olmalı. Benim de kariyerimde çok büyük isimlerle düetler yapma şansım oldu. Amerika'da Michael Bolton'la söyledim, Michael Jackson ve Beyonce ile aynı sahneyi paylaştım... Yani bana da büyük isimler tarafından yeni kapılar açıldı. Benim de aynı şekilde Mustafa'ya yeni bir kapı açmam benim için bunun doğal bir devamı. Ve kendisi de bunu hak ediyor çünkü çok büyük bir sanatçı.
- Dünyaca tanınmış büyük bir sanatçı olarak bu kadar mütevazı olmayı nasıl başarıyorsunuz?
L.F.: Çok teşekkür ederim ama ben mütevazı değil, normalim.
- Bunun alışılmış bir mütevazılık olmadığını söyleyebilirim ama…
L.F.: Bu bir eğitim meselesi herhalde. Ben klasik müzik dünyasından geliyorum ve konservatuvarda ciddi bir eğitim aldım. Sonuçta tanınmak ya da ünlü olmak bu işin bir noktası sadece. Asıl önemli olan çalışmak ve iyi işler yapmak. Zaten mütevazı olmamak, müziğin gerçek anlamını kavrayamadığınız anlamına gelir. Ayrıca parlamak için yokuz biz, ışık saçmak için varız!
- Mustafa Bey, siz böylesine mütevazı bir yıldızla karşılaşmayı bekliyor muydunuz?
M.C.: Beklemiyordum. Açıkçası mütevazılığı şu noktada beni şaşırtmadı; başarının nasıl geldiğini az buçuk tahmin edebiliyorum. Fakat 'Dünyada da mı böyle?' diye düşündürttü bana. Çünkü karşımda 20 milyon kopya albüm satmış bir divanın egosu yoktu; tam tersine son derece samimi bir insan kendisi.
- Doğru ruhların buluşması çok da kolay olmuyor herhalde…
M.C.: Özellikle müzik için evet. Müzikte Onno Tunç-Sezen Aksu, Çiğdem Talu-Melih Kibar gibi ortak ruhlar var mesela… Böyle bir buluşmanın Lara ile bizimki gibi global platformda olması da enteresan. Yani dünyada müzikal bir ruh ikizinizin olması çok ilginç.
Şarkıyı tek bir insan söylüyor gibi...
- Bu işbirliğinin devamı gelecek mi?
L.F.: Gelecek. Yakında çıkaracağım albümde İtalyanca söyleyeceğim bir şarkının aranjesini Mustafa yapacak. Aynı zamanda birlikte seslendirdiğimiz şarkı da albümde yer alacak. Almanya ve Çek Cumhuriyeti'nde vereceğim konserlerde de birlikte sahneye çıkacağız.
- Mustafa Bey, bu kadar büyük bir sesle düet yapmak kolay mı?
M.C.: Çok zor! Şarkıyı kaç defa okuduğumu bilmiyorum. Brüksel'de kaydettik şarkıyı, daha sonra benim içime sinmedi ve sonra defalarca söyledim. Bir tarafta çok profesyonel bir isim var; boşuna 'dünya yıldızı' tabiri kullanılmıyor bir insan için. Onun sesiyle yaptığı nüanslar inanılmaz, kusursuz. Ben kendisinden şarkı söylemek adına çok şey öğrendim açıkçası.
- Ses renkleriniz benziyor mu?
M.C.: Lara Fabian, ses renklerimiz için "Bir sesin kadın ve erkek versiyonları gibi" dedi. Yani birbirini tamamlıyor. Şarkıyı dinlediğiniz zaman tek bir insan söylüyormuş gibi bir his veriyor.
- Mustafa Bey'le çok uyumlu bir ikili olmuşsunuz gördüğüm kadarıyla…
L.F.: Ben Mustafa'yla yaptığımız her şeyde bir büyü hissediyorum; her şey su gibi kolay ve çok doğal akıyor. Sanki yıllardan beri tanışıyor gibiyiz.
Benim için büyülü olan bu.
Her zaman kendimden şüphe ederim
- Sizin için 'Müziğin tanrıçası', 'Büyülü ses' gibi yorumlar yapılıyor; bu tanımlar sizi ne kadar etkiliyor?
L.F.: Ben her zaman kendinden şüphe eden bir insanım, o nedenle tüm bu sözlere çok şaşırıyorum. Ama tabii şöyle de bir şey var; ben hayatım boyunca çok çalıştım, her gün her gün ses çalıştım mesela. Tüm bu sözler belki de bu çalışmalarımın bir sonucu. Küçükken anneannem bana hep "Unutma ki bu yetenek senin suçun değil, bunun için her gün teşekkür et" derdi.
-'Je T'aime' şarkınız Türkiye'de çoğu çiftin düğünündeki ilk dans şarkısıdır; bunu biliyor musunuz?
L.F.: (Çok şaşırıyor) Yok bilmiyordum; harika bir şeymiş! Bir aşk ortamında var olmak benim için çok güzel bir şey.
- Bir konserde 'Je T'aime' adlı şarkınızı seslendirirken seyircinin size yaşattığı duygu selini gösteren videoyu izlemeyen Lara Fabian hayranı yoktur sanırım. O anda neler hissetmiştiniz?
L.F.: Bence o konserde yaşanan; seyirciyle birbirimize ilettiğimiz aşkın bir ifadesi. 7 bin insanın bir şarkıyı, sanatçıdan önce tek bir ağızdan söylemesi aslında bence bir nevi ilan-ı aşk. Bunun, hepimizin aradığı bir duygu olduğunu düşünüyorum. O anı videodan izleyenler bile o duyguya dahil oluyorlar.