Yeme-içme hayatında da bu sezon birçok yenilik var. Ama en çok lüksün salaşla olan savaşı dikkat çekiyor...
Nispetiye Caddesi üzerinde Mithat Erdem'in açtığı
Boşnjak bu kışın en iddialı mekanlarından biri olmaya aday. Mithat Erdem'in yeme-içmeye olan merakı geniş arkadaş çevresiyle birleşince mekan kısa sürede şehrin hitleri arasına girmiş. Közde pişen Boşnak böreği ve mantısı zaten müthiş. Ama buradaki etler Nusret'e rakip olacak cinsten. Özellikle kuzu gerdanı çok lezzetli. Bu arada işkembe çorbası sevmeyenlerdenseniz bir de burada denemenizi öneririm.
Bu kış da pizza yemeğe devam ediyoruz. Dünyayı saran pizzacı trendi bizde de son hız devam ediyor. Gece bar çıkışı dilim pizza yemek işkembe çorbasının tahtını sarsmasa da iyi bir alternatif oluyor.
Pizza Vegas,
Pizza Emirgan gibi pizzacılar bu kış çokça magazin sayfalarında göreceğimiz yerlerin başında geliyor.
Bu kış İstanbul Michelin yıldızlı şeflere de doyacak. Bu şeflerin birçoğu Zorlu Center'da mekan açtılar. Eataly'nin içindeki
Massimo Bottura'nın restoranı ve
Raffles Oteli'nin içindeki iki Michelin yıldızlı
Sergi Arola'nın restoranları kışın kapışacak gibi gözüküyor.
Lübnan mutfağı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yükselişte. Karaköy'de açılan
Pim de Akdeniz-Lübnan karması menüsüyle dikkat çekiyor.
Bu kış ya süper lüks ya da salaş ön plana çıkıyor. Orta direk yok anlayacağınız. Var da trendler arasında pek yok. Salaş derken bildiğiniz köprü altı muhabbetinden bahsediyorum. Karaköy'deki Akın Balık'ın kardeş mekanı
Akın Restoran Haliç'te köprü ayağının hemen dibinde açıldı. Fiyatlar makul, ortam çok salaş. Gece 03.00'e kadar açık mekanın müdavimleri arasında ise neredeyse tüm Cihangir tayfası var.
Karaköy'deki
Colonie de şehrin yeni gözdesi olmaya aday... Şu sıralar kimi ararsanız orada. Geçtiğimiz sezon da başarılıydı ama bu sonbaharda gümbür gümbür geldiler. "Lezzetli yemek yiyeyim, üç beş de tanıdık sima göreyim" diyorsanız Colonie doğru adres olacaktır. Yemek sonrası barı ve kokteylleri de oldukça başarılı. Eğer giderseniz sırlanmış somon ve enginar salatasını mutlaka deneyin.
Dünyaca ünlü restoranlarla birlikte gruplar da ülkemize teşrif etmeye devam ediyor. İstanbulluları Fransız, Akdeniz ve Nice mutfağının eşsiz lezzetleri ile buluşturan
La Petite Maison, 30 Ekim-1 Kasım tarihlerinde markanın Nice restoranının en önemli değerlerinden olan ve dünya çapında tanınan Latin grubu
Gypsy Queens grubunu ağırlamaya hazırlanıyor. Dünyanın en önemli partilerinde sahne alan grubun hayranları arasında Robert De Niro ve Rod Steward gibi isimler de var.
"Akmerkez bitti" diyenlere en büyük darbe de Dinesty Group'tan geliyor. New York'un popüler restoranlarından
Serefina ve
Brasserie Cognac çok yakında alışveriş merkezinde açılacak. Belli ki bu kış sadece alışveriş değil, yeme-içme için de Akmerkez'in yolunu tutacağız.
Doğadan masaya konseptiyle öne çıkan mekanlardan biri de kuşkusuz The Ritz Carlton'un içinde açılan
Atelier Real Food. Lübnan, Mısır ve Portekiz mutfaklarından tatlar sunan mekanın en önemli özelliği organik lezzetler sunması. Hem yemek yerken camdan gördüğünüz stadyum inşaatı yemek keyfini daha da ilginç hale getiriyor.
Steak modası bir türlü geçmiyor. Geç keşfettik ve steak yemeyi belli ki çok sevdik. Son olarak Pera'da açılan
Steak n More İstan'bull da bu tezi doğrulayan yerlerden birisi. Ama menüde steak dışında ıstakoz ve yengeç de var. O zaman "surf and turf modası geri geldi" diyoruz.