Berlin'de
55. kez düzenlenen dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarındayız... Malum elektronik denince akla Almanlar ve Uzakdoğulular geliyor... Haliyle standları güzel, dikkat çekici... Ama en az o kadar dikkat çeken bir stand daha var... Renkler kırmızı beyaz... Marka Vestel... Vestel üç bin metrekarelik modern fuar alanı ve akıllı şehir adını verdiği holdeki rengarenk ürünleriyle adeta şov yapıyor. Gelenler, rengarenk çamaşır makinası ve buzdolaplarının önünde fotoğraf çektiriyor. Kimisi de Türk lezzetlerinin peşinde... Dileyene Türk kahvesi, acıkana su böreği, lahmacun var standda... Lahmacuna talep yoğun... Yemek için sıraya girmek gerekiyor... Türk kahvesi de konukların favorileri arasında... Fuarda eşit alanlara yayılan Sony, Samsung ve LG'yle kıyaslanınca Türk misafirperverliği doruklarda anlayacağınız... Vestel standının arka odalarında iş anlaşmaları, toplantılar, satışlar sürüyor... Bir yoğunluk ve telaş hali. Bundan 25 yıl önce küçücük bir standa sıkışılan, bir elin parmağı kadar müşteriyle görüşme yapılan günler epey geride kalmış... Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, "Yıllar önce işimiz gücümüz az olurdu, fuar bahçesinde konserler düzenlenirdi, onları izlerdik" diye anlatıyor... Ama artık konser izleyecek zamanları yok! Vestel bugün, 152 ülkeye ihracat yapıyor, yani dünyanın dört bir yanında 183 milyon hanede ürünleri kullanılıyor.
GELECEĞİ DÜŞÜNELİM
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu da fuar alanında heyecanlı. Tıpkı yeni bebeği olmuş babalar gibi, bize tek tek ürünlerini gösteriyor. Ama özenle üstünde durduğu yeni bir bebeği var; Vestel Venüs... Akıllı telefon sektörüne giriş yaptıkları marka şu an da en büyük heyecanı. Türk malı diye gururlanıyor. Bu konuda iddialı olduklarını her fırsatta belirtiyor. "Biz niye yapmayalım" diye yola çıktıklarını anlatıyor; "Hep konuşuyorduk telefon üzerine ama hayata geçirmiyorduk. Dört sene önce akıllı televizyon yaptılar. Bizim mühendislere, 'Televizyonun akıllısını yapıyorsak telefonun akıllısını niye yapmıyoruz' dedim. 'Yaparız' dediler ve başladık" diye anlatıyor. Türkiye'de yabancı markaya duyulan ilgiden de şikayetçi Zorlu. Bu konuda da örnekler veriyor: "Geçen gün bir düğüne gittim, bir tane yerli araba yok. Çeşme'ye gittim, üç yaşından büyük araba yok. Almanya'da insanlar eski arabaları kullanıyor. Her yıl bir milyonun üzerinde genç mezun oluyor üniversiteden. Bunlar nerede iş bulacaklar? Hepimiz, bu çocuklarımızın geleceğini düşünerek yerli malına yönelmeliyiz. Bizim şirkette çalışanların elinde başka marka telefon görürsem bozuşuruz."
KENAN YAPMACIK DEĞİL
Vestel'in reklam yüzü seçtiği Kenan İmirzalıoğlu'ndan da söz ediyor Ahmet Nazif Zorlu; "Kenan İmirzalıoğlu da iyi geldi bizim markamıza... Yerli ve estetik. Güzel olabilirsiniz ama o makyajı yaparken de düzgün yapmak gerek. Her şeyi çok iyi düşünmek gerekiyor. Titiz olmak lazım. Kenan da düzgün, yakışıklı, yerli, güvenilir. Bizde patron dahil her şey estetik, her şey orijinal. Yapmacık değil. Kenan bizim konsepte çok uygundu." Ahmet Nazif Zorlu'ya göre Türkiye artık kabuğundan çıktı: "Emin adımlarla yürümeye başladı. 80'li yıllarda buralara geldiğimde moralim bozulurdu. Küçücük standdaydık, adamların yaptıklarını görüp imrenirdik. Artık kıskanmıyorum başka markaları, çünkü biz de yapabiliyoruz. En az onlar kadar iyi. Hatta cok daha iyi ürünler üretebiliyoruz."
GELECEĞİN AKILI ŞEHRİ
Fuarda dikkat çeken bir başka nokta ise kurulan kapsamlı "Smart City (Akıllı Şehir)" teknoloji platformuydu... Hem birbirleri ile haberleşebilen hem de mobil cihazlar aracılığıyla kontrol edilebilen akıllı ürünler, Vestel standının en dikkat çekici ürünleri arasındaydı. Üretmiş olduğu ürünlerin Smart Home konseptine entegrasyonunu tamamlayan marka iddiasını daha da ileri taşımış. Yani televizyon, tablet ve akıllı telefon aracılığıyla yönetilebilen klima, fırın, buzdolabı, bulaşık makinesi ve çamaşır makinesinden sonra tüm şehri akıllı hale getirebilecek ürün ve çözümler sunacaklarını anlatıyor Turan Erdoğan. Bu konseptle şehirlerde trafik ışıklarından elektrikli arabalara, akıllı telefonlardan dijital panolara kadar her şey birbirine bağlı olacak. Şirketler, kurum ve kuruluşlar bu birbirine bağlanmış cihazlardan gelen verilerle şehirleri daha iyi anlayabilecek ve insanlara daha iyi ürün ve hizmetler sunabilecekler.
