- Çok acı bir olay yaşamışsınız...
- Ben hem babamı hem de arkadaşımı kaybettim. Bazen heyecanlanıyorum, elim hâlâ cep telefonuna gidiyor. İnsan özlüyor. Ama ben ölüme de güzel gözlerle bakmayı öğrendim. Ölümün bize kötü bir şey olduğu öğretiliyor. Ben çocuğumu böyle yetiştirmeyeceğim. Ölüm bir gerçek. Ölümü en iyi şekilde anlatmak gerekiyor. Mesela Aborjinler'de biri doğduğunda ağıtlar yakılıyor, öldüğünde danslar ediliyor. Çünkü beden dünyada acı çekiyor.
- Ani bir kayıp mıydı?
- Hayır. Sağlığı kötüye gitmeye başlamıştı. Yaşasaydı çok acı çekecekti. Ben bir de çok babacıydım. Ölümüne kendimi hazırladım çünkü biliyordum. Altıncı hissim çok kuvvetlidir. Depremi bile hissederim. Ve hayatımda en güçlü olduğum an babamı kaybettiğim gündü. Çünkü sahneye çıkıp şarkı söyledim. Ağırdı. Ağlayamadım. Şimdi hiç alakasız yerlerde, uçakta, sokakta, durduk yerde bana patlamalar geliyor.
İLK GÖRÜŞTE AŞKTI, BİRAZ KOVALADIM
- Ozan Bayraşa ile iki yıldır birliktesiniz.
- İki yıl önce 14 Şubat'ta bir mesajla birbirimizin hayatında olmaya karar verdik. Beni ben yaptığına inanıyorum. Birlikte müzik yapıyoruz. Evet, bir kız vardı şarkı söyleyen ama onun çok iyi şekillendirilmesi gerekiyordu.
- Tanışmanıza da müzik mi vesile oldu?
- Bir aranjesini dinledim. "Beni bu adamla tanıştırıyorsunuz" dedim. Tanıştım. Allahım ne kadar tatlıymış... İlk görüşte aşk. O işleri ağırdan almayı seviyor. Biraz kovaladım. Birkaç ay sonra çıkmaya başladık. Bu yıl 13 Şubat gecesi ilk kez birlikte sahneye çıktık.
- Ozan Bey'in sizin şöhretinizle arası nasıl?
- Başlarda o da şaşırdı çünkü hayal ettiğimiz müzik yapmaktı, şöhrete ulaşmak değil. Şimdi konserlerime geldiğinde, kapıda fotoğraf çektirmek isteyen insanları görünce beni bekliyor, uzaktan gülümsüyor.
- Birbirinize vakit ayırabiliyor musunuz?
- Eve iki gün gidersek mucize. Evdeyken de dışarı çıkmak istemiyoruz. Film izlemeyi tercih ediyoruz.
- Kediniz Cino da sizi çok özlüyor olmalı....
- Eve girdiğim andan itibaren kucağımdan inmiyor. İnsanlardan daha iyi biliyorlar sevmeyi. Özlemenin ne demek olduğunu onu görünce anlıyorum.
HAYATTAN FİLTRELEDİKLERİMDEN ZEVK ALIYORUM
- Babanızın hayata veda etmeden önce başarınızı görmesi sizi mutlu etmiştir mutlaka...
- Babacığım güzel günlerimi gördü. Hep iyi bir evlat oldum. O da beni, müziğimi destekledi. Eski müzisyen olduğu için şanslı bir çocukluğum oldu. Evde gitar çalan bir adam, şarkı söyleyen çocuklar... Mutlu bir çocukluktan geliyorum. Kamp yapardık. Babamdan kalan çok güzel bir hediyedir bu alışkanlık. Ozan'la bu yıla kadar çadırda kalıyorduk. Artık bu yaz karavanda kalacağız. Çocuklukları iyi geçen, anne ve babadan doğa, hayvan sevgisi gibi güzel şeyler öğrenler büyüdüklerinde de mutlu kişiler oluyor. Yedikleri yemekten, içtikleri kahveden zevk alıyorlar. Ne kazanırsa kazansınlar değerini biliyorlar. Ben bununla ilgiliyim. Gösteriş meraklısı olmayıp hayattan filtrelediklerimden zevk alıyorum. İçimde sevinç var.
- Bir seneden bahsettik ama görülen o ki bu süre içinde uzun bir mesafe kat etmişsiniz...
- Başarıyı da gördüm, ölümü de tattım. Babamı kaybettiğim gün sahneye çıktım. Bana bu saatten sonra hiçbir şey daha fazla acı veremez. Ayağımın üzerinden araba geçti, sahneye çıktım. Hiç umursamadım. Güçlü durdum, zaten duruyordum, ama daha fazlasını gösterebildim. Hayat bana "Şimdi ne yapacaksın bakalım?" dediği günlerde gerekeni yaptığımı düşünüyorum. Ayağımın üzerinden araba geçtiği gün şiş ayakla sahneye çıktım. Oturtamadılar beni, tek ayak üzerinde şarkı söyledim. İstediğim şeylere çok geç kavuştum, o yüzden de bir anda konseri iptal edemem. İnsanlar bilet almış beni dinlemek için. Ölmediğim sürece sahneye çıkacağım. Bir yandan da zor anları seviyorum, hayata kendimi ispat etmeyi. Güçlendiriyor beni.
- Hayatınızda neler değişti?
- Bir gün geldi, "Eee?" dedim, "Kazandın, verdin, aldın. Hayatında ne değişti?" Hiçbir şey değişmedi. Erken kalk, havaalanına git, valiz hazırla, geç saatlere kadar çalış. Peki ne için? İnsanlar iyi müzik dinlesin diye. Bak burada oturuyoruz, saat ikiyi geçtiği için bir kıymalı yumurtayı yapıp getirmiyorlar (Röportajı yaptığımız kafede saat 14.00'den sonra kahvaltı servisi yapılmıyor). Gerçi bugün getirdiler. Şaka bir yana, her şeyi yaşıyorsun. Bir tane ekran var, altındaki tıklar değişiyor. O tıklar sana iş olarak dönüyor, tekrar giyinip işe gidiyorsun, para kazanıyorsun. Araban değişiyor, bir şeyler alıyorsun. Ama sonuçta yine aynı sen, yine aynı hayat. Ama başarılı olmak insanı hayatta tutuyor ve mutlu ediyor.