1980'li
yıllarda doğmuş olanlar için modayı takip etmek şu andakinden oldukça farklıydı. Markaların çoğuna ulaşabilmeniz için yurt dışına çıkmanız gerekiyordu. Sosyal medya olmadığı hatta moda dergisi sayısının az olduğu o günlerde Hollywood yıldızlarının stillerini takip etmek şimdi olduğu gibi çok da kolay değildi. Kısaca o yıllarda şu an olduğu gibi küresel bir moda anlayışı ve sezondan sezona değişen trendler yoktu. Modayla olan bağımız çoğu zaman bazı ikonik marka ve modelleri dolabımıza katabilmekten ibaretti.
HER DOLABA GİRDİ
Ve o dönemlerde Levis 501 sahibi olmak cidden çok önemliydi. Bir tek jean pantolonu aldırabilmek için annemize yalvardığımız, bir ay harçlığımızı biriktirip o pantolona sahip olduğunuz günler eminim hepimizin hafızalarında. O dönemleri yaşamış olan birçok kişi eminim bu modelin vücudundaki duruşunu da çok beğenmiyordu. Ancak neredeyse herkes 501 Türkiye'ye geldiği anda bu jean'den satın aldı.
HEP GÜNDEMDE
Hatta o yılların arşivlerini araştırdığınız anda bir şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa dolaşan şarkıcı Burhan Çaçan'ın bu jean modelini denemesine dair bir anektod da sizi gülümsetecektir. Çaçan'ın 501 modelini denedikten sonra bedenin vücuduna uymaması nedeniyle satış görevlisine "501 olmadı. 502 yok mu?" demesi o günlerden sonra da sık sık basına konu oldu. Aslında bu komik hatıra bu jean'in herkesin gündemine girdiğinin bir sembolü olsa gerek. Birçok farklı jean markası birbirinden iddialı kesimdeki jean'leriyle moda dünyasına girdi. Şık kombinler için modaevlerinin ünlü tasarımcılara en iyi jean kumaşlarını kullanarak hazırlattığı jean'leri satın almaya başladık. Ancak 1980'lerde çocuk olanlar için 501'i unutmak imkansız. 1873'te patenti alınan ve yıllar geçse de ikonikleşen bu modelin aslında maden işçileri için üretilmiş olduğuna insanın inanası gelmiyor.
BELGESELİ ÇEKİLDİ
İşte markanın kısa süre önce gösterime giren The 501 Jean: Stories of an Original isimli belgeseli bizlerin aklına tüm bu hikayeleri getirdi. Marka bu belgeselle 501 modelinin kültürel geçmişini ve popüler kültüre olan etkisini anlatıyor. 24 yaşındaki bir girişimci Levi Strauss her halde elinde kalan kanvas kumaşı pazarlamak için tasarlattığı bu pantolonun asla bu kadar popüler olacağını hayal etmemiştir.
TASARIMCILARA İLHAM
2000'li yıllarla jean'in artık özellikle gençliğin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmeyen yoktur herhalde. 50'li yıllarda jean giymiş bir kişinin kafe ya da restorana girmesi kabul edilmiyordu. Oysa 2000'lerle birlikte modaevleri koleksiyonlarına denim kumaşından yapılmış çeşitli tasarımlar eklemeye başladı. Gençlerin modayla ilk tanışması da jean ile yapılan kombinlerle olmaya başladı. Bu yıl da jean kumaşı kullanılarak hazırlanan ayakkabılar, çantalar çok popüler. Jean öyle bir keşif ki yıllar içinde tasarımcılar bu keşif hakkındaki kıskançlıklarını dile getirmeden çekinmedi. Yves Saint Laurent, "Blue jean'i keşfetmiş olmayı dilerdim. Kendi kıyafetlerim için dilediğim her şey jean'lerde var. Hem basit, hem seksi hem de çok anlamlılar" demişti. Tom Ford da "501'i keşfetmiş olmayı dilerdim" diyerek bu keşfe duyduğu hayranlığı dile getirmişti.
ASİ GENÇLİĞİN SEMBOLÜ
Gençlerin sembolü olan bu kıyafet tabii ki Hollywood'un elinde bambaşka bir yola girdi. 1955 yılında tüm zamanların en efsane aktörlerinden biri olan James Dean arka arkaya East of Eden ve Rebel Without a Cause filmlerinde 501 jean kombiniyle seyircilerin karşısına çıktı. İşte o andan sonra 501 modanın, trendy olanın ve gençliğin sembolü haline geldi. Dean'in ardından aynı yıllarda şöhretleri tüm dünyaya yayılan oyuncu Marlon Brando ve rock star Elvis Presley de 501'leriyle görüntülendi. Marilyn Monroe da asi ve seksi tarzıyla bu modeli giyenler arasına girdi.
