Bundan tam 100 yıl önce doğmuş. 1916'da. İstanbul'da, Pera'da. Rum kökenli sanatçı bir ailenin çocuğu olarak... Çok fazla kalmamış ama: Altı yaşındayken ailesiyle Fransa'ya göç etmiş. Hayatı Paris'te geçiyor sonra. Andre Breton, Paul Eluard, Man Ray gibi isimlerin arasında. Resim yaparak. Sürrealizmin hâkim olduğu 1930'lar... Dali'yle Picasso'nun da olduğu bir sergide öne çıkıyor. Sonra kişisel sergiler... Kitap kapakları bir de: Benjamin Perret, Jacques Prevert, Lewis Caroll gibi sürrealist isimlere kapak illüstrasyonları yapıyor. 1950'lerin sonunda tabiata yöneliyor. Servi Ağaçları, Türk Peyzajları, Ağaçlar serilerinde İstanbul'a göndermeler de var. 70'ler mahsulü Türk Peyzajları'yla ilgili şöyle notlar düşüyor hatta: "Bu manzaralarda hep bir ağaç ya da ağacı simgeleyebilecek bir şey (...) var. Bu, çocukluktan bir anı. İstanbul'un çevresindeki kırlık alanlar nispeten düzdür, yer yer birbirinden ayrı ağaç grupları vardır üstünde. Bir ağacın, ışığı arkasına almış bir ağacın kestiği o ufuk imgesini yeniden ele almak istedim." Bahsettiğimiz isim, Mario Prassinos. Ölümünden (1985) 31 yıl, doğumundan da tam 100 yıl sonra, çocukluğunda iz bırakan ve eserlerinde gün yüzüne çıkan yerde, hem de tam da 100 yıl önce dünyaya geldiği semtte. Bu hafta Tepebaşı'ndaki Pera Müzesi'nde sergisi açıldı: Mario Prassinos: Bir Sanatçının İzinde, İstanbul-Paris-İstanbul. 14 Ağustos'a kadar da devam edecek. Resimleri, kapak illüstrasyonları, dokuma örnekleri, gravürleri... Geçtiğimiz yüzyılın özgün sanatçılarından olmasına ve dahası İstanbul geçmişine rağmen Türkiye'de pek bilinmeyen sanatçının bu farklı tekniklerdeki işlerini görün ve çocukluk izleri nasıl da derinlere nüfuz ediyormuş şu hayatta, bir kere daha hissedip şaşırın.