Takvimler 31 Aralık 1999'u gösterdiğinde hepimiz 2000'li yıllara gireceğimiz için çok heyecanlıydık. Beklentilerimiz büyüktü. Sanki yılın son günü saat 24.00'ten sonra hepimiz uzay çağına geçip evimize, işimize ışınlanarak gidecektik. Ama öyle olmadı, aynı tas aynı hamam yolumuza devam ettik. Şu anki halim de aynı buna benziyor. Kızımın 40'ı çıktıktan sonra geceleri güzel güzel uyuyacak, gündüzleri de süt liman olacak sanıyordum. Pek çok hamile arkadaşım da bize sunulan "40'ından sonra düzelir" cümlesinin gerçekliğini merak ediyor. Bu sırrı açıklıyorum arkadaşlar: Hiçbir şey değişmiyor. Aynı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Şimdiki söylentiler de "Bebeklerin uykusu iki aylık olduktan sonra düzene girer" şeklinde. Durum o ki, söylenenlere değil yaşadıklarınıza inanacaksınız ve kendi tecrübelerinizi kendiniz edineceksiniz. Anne olan arkadaşım Burçin bana şöyle bir cümle yazmıştı: "Hiçbirşey değişmiyor Pınar, sadece biz anneliğe alışıyoruz." İşte doğru olan bu, zamanla anneliğe alışıyoruz ve bu müthiş bir deneyim.
İÇGÜDÜSEL YOLCULUK
Ellerinizle bir insan büyütüyorsunuz. Bedeniniz ona hem yuva hem aş oluyor. Tüm benliğinizle onun yetişmesine hizmet ediyorsunuz. Kendinizi unutup, ona gelecek olanın size gelmesi için dua ediyorsunuz. Size verilenin değerli bir emanet olduğunu yüreğinizle hissediyor ve dünyaya annelik penceresinden bakmanın hayatın sırları üzerindeki perdeleri teker teker nasıl kaldırdığını öğreniyorsunuz. Ama bu kolay değil, zor bir yol ve tek kılavuzunuz içgüleriniz... Acemilik yolumda öğrendiğim şey bu. Kendimi içgüdülerime bırakıp, yaradılışımda varolan gücü ve bilgiyi bulmak.
ANNEYLE ÇOCUK BÜYÜTMEK
Kızımın sadece benim kucağımda kalmak istemesini gördükçe insanın annesine ne kadar ihtiyaç duyup vatanı gibi benimsediğini de anlıyorum. Kızımı annemin yardımıyla büyütüyorum ama annemle sürekli fikir ayrılığına düştüğümüz de doğru. Hatta bazen çıldırabiliyorum bile... Mesela, ben bebeğimi reflü yatağına yatırıyorum annem ise ısrarla yatağın ortasına koy, rahat rahat yayılarak yatsın diyor. Sürekli emmek isteyen ve şimdiden ellerini kemirmeye başlayan kızımı yalancı emziğe alıştırmak istiyorum ama annem buna çok karşı. Ne zaman işe koyulsam emziği Eylül'ün ağzından feryat figan çıkarıyor. Ne zaman kat kat giydirdiğimizi düşünüp çıkarmak istesem, "Hava soğuk üşüteceksin" diyor. Evet, anneyle çocuk büyütmek size kendiniz olma, kendi yetiştirme tarzınızı kurma imkanı vermiyor. Ama o olmadan kızımı büyütme düşüncesi de beni korkutuyor. Annem de benim vatanım. Varlığı aynı zamanda bana güç de veriyor.
Kıyafet için acele etmeyin
Aranızda hamile olan varsa bu tavsiyelerime mutlaka kulak verin. Öncelikle heyecana kapılarak gördüğünüz her afilli kıyafeti almaya kalkmayın. Ben aldım da ne oldu, çoğu hiç giyilemeden dolapta kaldı. Kıyafet alırken mutlaka doğum yapacağınız mevsimi gözönünde bulundurun. Kışın doğum yapacaksanız, kısa ya da sıfır kollu body almayın. Kollu, pamuklu, kalın olanları tercih edin. Yelekler çok işe yarıyor, bolca edinin. Bebeklerin elleri o kadar hareketli ki, çok sayıda hem uzun hem de sıkı eldivenler alın. Çorapların boyun kısmına dikkat etmelisiniz, sıkı olanlar bebeğin bileklerini kesebiliyor.
Kilolarının hızla arttığını ve boyunun hemen uzadığını sakın unutmayın. En önemli tavsiyem ise, altını değiştirirken saf su ve pamuktan oluşan mendiller kullanacaksınız. Alkol, paraben, boya ve parfüm içermeyenlerini. Kampanyaları takip edip, şimdiden bunları stoklayabilirsiniz.
