O sanatla iç içe bir evde büyüdü, annesinin el emeği göz nuru yaptığı hasır örücülüğünü, Trabzon'a has kazaziyeyi öğrendi; kanaviçe, oya işledi. Ama hep edebiyat öğretmeni olma hayali vardı. Onu da başardı. Trabzonlu Gülşen Özkan (27), öğretmenlik hayali için atama beklerken, annesinin Trabzon'daki Ortahisar Belediyesi Halk Eğitim Merkezi'ndeki filografi kursuna gidişi ise onun merakını tetikledi. Annesinin yaptığı tabloları görünce çiviler ve tellerle yapılan bu el sanatını öğrenmek için hemen kursa kayıt yaptırdı. Aylar içinde çivi çakmasını, tellerle model oluşturmayı öğrendi.
Basit figürlerle başladı işe. Sonrasında ağırlaştı modeller. "Zevkli ama zor bir el sanatı filografi" diyen Gülşen Hanım, sergi açılacağını öğrenince ise kolları sıvadı: "Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosuyla başlamak istedim. Tabloyu bitirmek de zahmetli oldu. Kavalı ve tamburu orijinal olması için o bölümleri tellerle örmeden yaptım. Doğal görünmesi için onlar deriden" diyor.
Tablo için 8 bin 568 çivi ve bin 700 metre tel kullanıldı. Sonrasında Trabzon İl Kültür Müdürlüğü'nde açılan Tellerin Çiviyle Dansı isimli sergide yer aldı tablo. Büyük de ilgi gördü.
Gülşen Hanım, özgün eserler de yapmak istiyor. İnci Küpeli Kız ve Mona Lisa tablolarını yapmayı düşünüyor. Trabzon'daki kadınların da filografiye oldukça ilgili olduğunu belirtiyor Özkan. Kimi tablolar yapıp satmak için öğreniyormuş, kimi sırf boş zamanını değerlendirmek için. Ama en çok ev ekonomisine katkı sağlamak için filografi sanatını yapıyor Trabzonlu kadınlar. "Kendimi daha da geliştirmek istiyorum bu el sanatında" diyen Gülşen Hanım'ın hayali ise gelecekte kendi kişisel sergisini açmak...
Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunu filografi sanatıyla işleyen Gülşen Özkan (üstte) tablo için 8 bin 568 çivi ve bin 700 metre tel kullandı