Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Sınavların ardından

Geçen hafta sekizinci sınıf öğrencileri TEOG sınavlarına girdi. Genellikle sınav öncesi neler yapılması gerekir, kaygı ile nasıl baş edilir, aileler ne yapmalı gibi sorulara yanıt veren yazılar yazılır. Oysa sınav sonrası da öncesi kadar önemlidir.
Tüm çocuklar ve aileleri sınava rahat girmedi. Bazıları çok büyük beklentilere sahipti. Kaygılı olanların bu duyguları muhtemelen sürüyor. Çünkü evlerde hesaplar yapıldı. Kaç sorunun doğru işaretlendiği tartışıldı.
Bazı çocuklar doğru yanıtı bildikleri halde nasıl yanlış yanıtı işaretlediklerini anlattı. Aileleri onlara "Olabilir, insan kaygılanınca hata yapabilir.
Önemli değil" demek yerine "Sana dikkat etmeni söylemiştik" dedi. Böylece zaten kaygılı olan çocukların kaygıları çok daha fazla arttı. Üstelik kaygılarına bir de suçluluk duygusu eklendi.

SAVAŞA YOLLAR GİBİ

Okullar, öğretmenler ve aileler bazı çocukları savaşa yollar gibi sınava yolladı. Onlar "Sen en iyisini yapacaksın, senden çok şey bekliyoruz" söylemleri ile sınava girdi.
O çocukların bazıları sınavdan büyüklerini haklı çıkarmış olmanın gururu ile döndü. Şimdi mutlu mu? Mutlu olsa bile kaygılı. Çünkü atlaması gereken çıta yükseldi. Okul, öğretmen ve aile ondan daha çoğunu bekliyor.
Bir yandan övgüler yağdırırken, diğer yandan bir sonraki sınavdan bahsediyorlar. Bir sonraki sınavda daha azını yaparsa büyüklerin gözünde değerini yitireceği endişesini yaşıyorlar.
Bu sınavda okula, öğretmene ve aileye hayal kırıklığı yaşatan çocuklar ise zaten şimdiden kaybetti. Üzüntüleri sınavda başarısız olmaktan çok, ondan olan beklentileri yerine getirememiş olmaktan.
Çocuk oldukları için dönüp "Benden çok şey bekliyorsunuz, bana yüklediğiniz bu suçluluğu taşıyamam" diyemedikleri için başka sorunlar çıkaracaklar. Ama tümü bir sonraki sınava çalışmaya başladı bile.

ERİŞKİNLERİN SINAVI BAŞLAR

Sınavlar bitmez. Biten sınavın öncesinde olduğu gibi, hatta belki daha fazla biten sınavın sonrasında büyüklerin nasıl davrandıkları çocukların ruh sağlığını ve sonra girecekleri sınavların kaderini belirleyecektir.
Erişkinlerin tutumu yüzünden başarı çocuk için sorun haline gelebilir. Sınavların önemli olduğu yadsınamaz.
Ama çocukların o sınavlara hazır olup olmadıkları, çalışmalarını engelleyen sorunlarının saptanıp, gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı erişkinlerin görevidir.
Bunları yaptıktan sonra çocuğa verilen eğitim çocuğun özelliklerine, öğrenme şekline uygunluğu, ona uygun ve geliştiren bir eğitim verilip verilmediği yine büyüklerin yanıtlaması gereken sorulardır.
Sınav öncesi ve sonrası çocuktan beklentilerin ne kadar gerçekçi olduğu, çocuğu motive etmek adına ne kadar zorlayıp, kaygılandırdırdığı gibi soruları her erişkin kendine sorup, yanıtı bulmaya çalışmalıdır.

AŞIRI ÖVGÜ BAŞARISIZ YAPAR
Aşırı övgü sizin beklentilerinizin çok yüksek olduğu kanısına neden olabilir. "Muhteşem yaptın, en yüksek notu aldın, harikasın" gibi abartılı övgüler, çocuğun ondan hep en iyisini beklediğinizi düşünmesine neden olacaktır.
Asla aynı övgüyü alamayacağından korkmasına neden olabilir. Aslında başarılı olduğu şeylerin bile yetersiz olduğu inancı ile kendini başarısız hissederek başarılarının keyfini çıkarmaktan mahrum kalır. Güveni azalır.
Diğer yandan "Zaten yapamayacağını biliyordum, çalışmamıştın, tembel" gibi sözlerle kendine getireceğinizi ve çalıştıracağınızı sandığınız çocuk onu gözden çıkardığınızı, ondan beklentiniz olmadığını düşünecek ve sizi haklı çıkaracak şekilde davranacaktır.
Sınav sonrası erişkin sınavını geçmek istiyorsanız, en iyi yol sonuçla ilgilenmek yerine, çocuğunuzun gösterdiği gayreti övmek ve onu her koşulda sevdiğinizi göstermektir. Sınav kötü geçti ise hep birlikte gayret göstermeniz ve sonucun sorumluluğunu paylaşmanız gerekir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA