Avrupa Parlamentosu (AP) ve TBMM arasında köprü görevi gören Karma Parlamento Komisyonu'nun yeni eş Başkanı Helene Flautre, KPK'nin Avrupa kanadının dün yapılan seçimlerinde eş başkan olarak seçildi. İlk röportajını da SABAH'a verdi. AP'de Türkiye'nin AB üyeliğine en fazla destek veren grubu olan Yeşillerin üyesi olan Flautre, AP seçimlerinde aşırı sağcıların ağırlığının artmasının ise Türkiye'nin üyeliği konusunu zorlaştıracağı görüşünde.
AK Parti, Kürt soruun çözümünün sadece askeri yollarla olamayacağını söylemişti. Bu nedenle bu konuda büyük bir siyasi insiyatif bekliyorduk. Ben Türk hükümetini insiyatifinden dolayı kutluyorum. Bu süreci baltalamaya çalışanlar olacaktır. Demokratların çok güçlü olması lazım. İşte bu nedenle AB'nin bu insiyatifi desteklemesi gerekiyor.
Ermenistan açılımı ise bütün bölgenin istikrarı için çok önemli. İki ülkenin pakt imzalamasıyla her şey bitmiyor. Tarihten gelen sorunlar var. Karabağ sorunu halen çözülmemiş bir şekilde ortada duruyor. AB'nin bu konudaki sorunların çözümüne katılımı şart.
Tabii siyasetçilerin müzakere sürecini engelleme gücü var. Bunu yakın zaman önce bazı müzakere başlıklarının engellenmesi ile gördük zaten. Ama Sarkozy ve Merkel'in siyasi fırsatçılığının hedefi tamamen ulusal.
Ben geçmişte, Avrupa Parlamentosu'nun İnsan Hakları Komisyonu üyesiyken Türkiye'ye bir çok defa gittim ve bu tür açıklamaların Türkiye'deki reform sürecini ne derece olumsuz etkilediğini yakın bir şekilde gördüm.
Komisyon'un eş başkanı olarak Avrupa'nın sözlerine sadık olması için çalışacağım. Avrupa'nın Türkiye ile güvenilir bir partner olması için uğraşacağım. Avrupa'nın güvenilir bir partner olması prensip olarak çok önemli. Sabah farklı akşam farklı konuşmak kabul edilemez.
AP'nin yeni yapılanması içerisinde Avrupa kuşkucuları, sağ, aşırı sağ eğilimleri görüyoruz. Türkiye dosyasının geçmişe göre çok daha zor bir dönemeçte olduğunu söyleyebiliriz.
Bizim yönetimimizde iki tarafın siyasetçileri, bakanları ve sivil toplum kuruluşları arasında iyi bir işbirliği yaşanacak. Tabii Avrupa'nın kamuoyunda, Türkiye'ye verilen sözlerin tutulmaması yönünde bir eğilim belirdiğine, delegasyonumuzun ağırlığını koyarak kamuoyunda yapılan tartışmaların yönünü değiştirmesi gerekiyor.
