Ekonomik kriz, Afrika'daki karışıklıklar ve Suriye'deki iç savaş nedeniyle tavan yapan göçmen oranları, Avrupa'daki ırkçılığı körüklemeye devam ediyor. Son olarak Fransa'nın İnsan Hakları Ulusal Danışma Komisyonu (CNCDH) tarafından yayımlanan bir rapor, ülkedeki ırkçı fikir ve söylemlerin giderek güçlendiğini ortaya koydu. Fransızların ırkçı eylemlerine maruz kalan toplulukların başında ise Müslüman Araplar ve Romanlar geliyor.
SADECE MARJİNALLER IRKÇI DEĞİL
Halkın Fransız olmayanlara yönelik tutumunun dört yıldır gittikçe sertleştiğini bildiren rapora göre, anketlere katılanların yüzde 35'i kendisini "ırkçı" veya "biraz ırkçı" olarak tanımlıyor. Göçmenlerin topluma ayak uydurmakta başarısız olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 63'ü bulurken, Fransızların yüzde 60'ı "İnsan artık Fransa'da kendisini evinde hissedemiyor" diyor. Fransızların yüzde 80'i "başörtüsünün toplumsal hayatta sorun kaynağı olduğunu", yüzde 85'i de "Romanların çocukları sömürdüğünü ve genellikle hırsızlık ve kaçakçılıkla geçindiklerini" düşünüyor. Raporu hazırlayan CNCDH'nin Başkanı Christine Lazerges, "Irkçılık günümüzde daha sinsi ve içten pazarlıklı bir şekilde ilerliyor ve artık sadece marjinal gruplar ırkçı değil. Irkçılık toplumun her kesiminde kendini gösteriyor" dedi. Lazerges ırkçı düşüncelerdeki artışı ekonomik krize ve işini kaybetme korkusuna bağlıyor.
AVRUPA'NIN HER YERİNDE VAR
Irkçılık sadece Fransa için değil Avrupa'nın birçok ülkesi için önemli bir sorun teşkil ediyor. Avrupa Konseyi şubat ayında "Almanya'nın ırkçı ayrımcılıkla ilgili yasalarını gözden geçirmesi gerekiyor" uyarısında bulunmuştu. Aynı kurum hoşgörü ülkesi olarak anılan Hollanda'daki Müslüman karşıtı söylemleri de "kaygı verici" olarak nitelendirmişti. Uluslararası Af Örgütü de Yunan polisini "ülkedeki göçmenlere şiddet uygulamakla" suçlayan bir rapor hazırladı.
