Christiane Amanpour, Türkiye'de Erdoğan'ın bu fikrinin ne kadar destek gördüğünü merak ederken, "Bu açıklamalar kadınların iş hayatındaki yerini etkileyecek mi?" sorusunu yöneltti. Toprak ise "Ne yazık ki bu fikir oldukça yaygın. Bir şekilde çalışan kadınlar üzerinde bir baskı yaratacaktır" diye cevap verdi.
PEKİ ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM'deki konuşmasında, kadın ve erkek arasında bir "eşitlikten" bahsedilemeyeceğini, ancak "eşdeğer olmak"tan bahsedilebileceğini söylemişti.
Erdoğan, kadının yaratılıştan narin yapılı olduğunu, erkeğe yüklenen işlerin bir hamile kadına yüklenemeyeceğini, özellikle iş dünyasında kadınla erkeğin eşit tutulamayacağını söylemiş, haklar noktasında kadınla erkeğin eş değer olması gerektiğini belirtmişti.
Erdoğan konuyla ilgili şunları söylemişti:
Kadınların ihtiyacı olan şey nedir? Bazen, "erkek kadın eşitliği" diyorlar. Kadın kadına eşitlik, erkek erkeğe eşitlik doğru olandır. Ancak kadının adalet karşısındaki eşitliği aslolandır.
"EŞİT" OLMAKTAN ZİYADE "EŞ DEĞER" OLMAK
Mağdur olanın, zorla mağdur eden seviyesine çıkartılmasıdır "eşitlik" ya da tam tersidir. Kadınların "eşit" olmasından ziyade ihtiyacı olan "eş değer" olmaktır. Yani adalettir. Buna ihtiyacımız var.
Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir. Çünkü fıtratları farklıdır, tabiatları farklıdır, bünyeleri farklıdır.
ERKEĞİN YAPTIĞI HER İŞİ KADINA YÜKLEYEMEZSİNİZ
Örneğin hamile bir kadını erkek ile aynı şartlara tabi tutamazsınız.
Örneğin çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi bu tür yükümlülükleri olmayan bir erkek ile eşit konuma getiremezsiniz.
Kadınları erkeklerin yaptığı her işte çalıştıramazsınız, komünist rejimlerde geçmişte olduğu gibi. Eline ver kazmayı küreği, çalışsın. Olmaz böyle bir şey. Onun narin yapısına bir defa ters düşer.
ERKEK KAHVEDE, KADIN GARİBİM SIRTINDA KÜFE...
Geçmişte Anadolu'da da aynısı yapılmadı mı? Sırtlarına yüklediler küfeleri. O garibim analarımız ne çileler çekti. Kamburları çıktı. İki büklüm o tarlalarda neler çekti. Halen de böyle mi devam etsin bu iş? Erkek de kahvede pişpirik oynasın, zar atsın. Bunlar oldu.
İSLAM DİNİ KADINA İKİ MAKAM VERDİ
İşte onun için eşitlikten ziyade eş değer kavramını yani adalet kavramını bu meselede en önemli kriter olarak görmek zorundayız. Bizim dinimiz kadına bir makam vermiş. Annelik makamı. Bizim dinimiz anneye de makam vermiş: Cenneti ayaklarının altına sermiş. Babanın ayakları altına değil, annenin ayaklarının altına koymuş. Dolayısıyla annenin ayaklarının altı öpülür.
ANNEMİN AYAĞININ ALTINI ÖPERDİM
Ben annemin ayağının altını öperdim. Annem nazlanırdı. "Anacığım çekme ayağını, burada cennetin kokusu var" derdim. Bazen ağlardı. Anne başka bir şey. Ve makamların en yükseğidir, ulalışamazıdır.
Ama bunu anlayanlar olur, anlamayanlar olur. Bunu feministlere anlatamazsın mesela. Çünkü onlar anneliği kabul etmiyorlar. Anlayanlar yeter bize diyoruz. Onlarla yola devam ederiz.