İran'la P5+1 ülkeleri (ABD, İngiltere, Çin, Fransa, Rusya ve Almanya) arasında 12 yıldır devam eden nükleer müzakerelerin nihayet somut bir uzlaşmayla sonuçlanması, bütün dünyada olumlu yankılar uyandırdı. Dünya liderleri gelinen noktayı överken, Lozan'da mutabık kalınan çerçeve metnin kalıcı ve uygulanabilir bir anlaşmaya dönüşmesi dileklerinde bulundu. Anlaşmanın duyurulmasından itibaren, sokaklara dökülen İranlılar, sabahın ilk ışıklarına kadar kutlamalar yaptı. İran'daki sertlik yanlısı muhafazakâr kesimin mesafeli yaklaşımı ise dikkat çekti. Siyasi gözlemcilere göre, reformcu kanadın desteklediği nükleer uzlaşmayla ilgili muhafazakâr çevrenin duruşunu net bir şekilde görebilmek için, dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in yorumunu beklemek gerekiyor.
'ÇOK TEHLİKELİ BİR ADIM'
Anlaşmaya en sert tepki İsrail'den geldi. Başından beri İran'la olası bir uzlaşmaya karşı olan Başbakan Benyamin Netanyahu ve kabinesi, peş peşe yaptıkları açıklamalarda, anlaşmayı "Çok tehlikeli bir adım" olarak niteledi. Netanyahu, müzakerelerde varılacak nihai bir anlaşma ile Tahran yönetiminin İsrail'in var olma hakkını tanıması gerektiğini belirtirken, "İsrail kendisini yok etme tehdidinde bulunan bir ülkeye nükleer bomba yapma imkanı sağlayacak anlaşmayı kabul etmeyecektir" dedi. İstihbarat Bakanı Yuval Steinitz da "Savaş seçeneği masada" tehdidinde bulundu.
'
YENİ DÖNEM BAŞLAYACAK'
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, nükleer müzakerelerde varılan taslak anlaşmanın uygulanmasıyla ülkesine uygulanan tüm yaptırımların İran aleyhine alınan kararların kaldırılacağını savundu. Ruhani, Devlet Televizyonu'nda yaptığı konuşmada, "Tüm dünyayla iyi ilişkiler için yeni bir dönem başlayacaktır" ifadelerini kullandı.
ANLAŞMANIN BÖLGE İÇİN ANLAMI NE?
İran'la
Batı ülkeleri arasında sağlanan nükleer uzlaşma, her şeyden önce Tahran'ın Ortadoğu siyasetindeki ağırlığının ciddi şekilde artacağına işaret ediyor. ABD ve bölgedeki müttefikleri, İran'la Suriye, Irak ve Yemen ekseninde mücadele ederken, diğer yandan anlaşmaya varılması, İran'ın tüm bu ülkelerdeki süreçlerde elini güçlendiren bir argümana dönüşüyor. Suudi Arabistan başta olmak üzere Sünni Arap ülkelerinin İran konusundaki çekincelerinin ise, anlaşmanın ardından artarak devam etmesi bekleniyor. Özellikle yaptırımların da kaldırılması durumunda, İran'ın, ekonomik yönden de Arap dünyasına meydan okuyan bir ülkeye dönüşme ihtimali bulunuyor.
GÖRÜŞMELERİN KRONOLOJİSİ
1957 - İran Şahı Pehlevi ABD ile nükleer program anlaşması imzaladı.
1968 - İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi anlaşmasına taraf oldu.
1979 - Devrimin ardından yeni İran yönetimi, 1968'deki nükleer anlaşmayı feshetti.
1996 - ABD Başkanı Bill Clinton, nükleer çalışmaları sebebiyle İran'a ambargo kararını onayladı.
2002 - İran, Buşehr'deki nükleer tesisinin yapımı için Rusya ile ortaklık anlaşması imzaladı.
2006 - BM, İran'ın uranyum zenginleştirme ve balistik füze üretimini kapsayan malzemelerin üye ülkelerle ticaretini yasaklayan bir ambargo getirdi.
2009 - Çin ve Rusya'nın ardından ABD de İran ile nükleer müzakerelere dâhil oldu.
2011, 8 Haziran - İstanbul'da İran ile BMGK üyesi P5+1 ülkeleri arasında yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı.
2012 24 Mayıs - İran ile 5+1 grubunun Bağdat'taki müzakereleri sonuçsuz kaldı.
19 Eylül - Obama, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'ye gönderdiği mektupta nükleer konuda taraflarla işbirliği yapılması hâlinde ambargoların esneyebileceğini söyledi.
14 Kasım - Obama, İran'la nükleer anlaşma girişimleri için Kongre'den destek istedi.
2014 20 Ocak - İran'la 5+1'in iki yıl önce imzaladığı nükleer faaliyetlerinin geçici olarak durdurulması anlaşması yürürlüğe girdi.
2015 15 Ocak - İran ile 5+1 arasındaki müzakerelerin yeni turu Cenevre'de başladı.
17 Mart - Taraflar müzakereleri çözüme kavuşturmak için Lozan'da bir araya geldi.
2 Nisan - Görüşmelerin sonunda ana hatlarıyla uzlaşma sağlandı. Nihai metin 30 Haziran'da imzalanacak.
ABD VE İSRAİL BASINI BÖLÜNDÜ, İRAN TEK SES
NÜKLEER uzlaşı ABD, İran ve İsrail basınında geniş yer buldu:
İRAN: IRNA ajansı "İran'ın, dünyanın güçlü ülkelerini nükleer faaliyetlerini sürdürmeye ikna etmesi büyük bir siyasi başarı" dedi. Muhafazakar kanadın yayın organları da geçmişte yaşananın aksine uzlaşmayı eleştirmedi.
ABD: New York Times gazetesi, uzlaşıyı "önemli bir başarı" olarak niteleyerek, bunun "büyük ihtimalle" İran'ın nükleer bir tehlike olmasını engelleyeceğini" belirtti. Wall Street Journal ise uzlaşıyı "kötü bir anlaşma" diye tanımlayarak, bunun tehlikeli bir çaba olduğu yorumunu yaptı.
İSRAİL: Genelde "İsrail'in tehdit altında olduğu" yönündeki yorumlar öne çıktı ve Obama eleştirildi. Sol görüşlü Haaretz ise, "Uzlaşının ardından belki de stratejisini gözden geçirme sırası Netanyahu'dadır" dedi.