ABD İstihbarat Topluluğu'nun (IC) her yıl hazırladığı 'Küresel Tehdit Değerlendirmesi Raporu'nda, ABD için en büyük tehdit oluşturanlar arasında bu yıl ilk kez GDO kısa ismiyle bilinen gen modifikasyon çalışmaları da gösterildi. 9 Şubat'ta yayımlanan raporda genetik modifikasyonun kitlesel imha silahlarının yayılmasıyla karşılaştırılabilecek nitelikte bir tehlikeli arz ettiğinin altı çizilerek "DNA'ya yapılan müdahaleler tehlikeli biyolojik ürünlerin geliştirmesi riskini doğrurur." denildi. Raporda GDO'ların neden olduğu bu tehditlerin, Kuzey Kore, İran, Çin ve Rusya gibi ülkelerin nükleer silah kapasitelerini biyolojik ürünlerle güncellemesi endişeleri artırdığı belirtildi. Raporda imzası bulunan IC'in emekli general olan direktörü James Clapper "Gen değiştirme araştırmaları etik kriterlere ve değişik düzenlemelere sahip Batı ülkelerinde tehdit riskini artırıyor. GDO'ların kasıtlı kullanımı ekonomiye ve ulusal güvenliğe etkileri olabilir" diye konuştu. Clapper raporunda kaynağını belirtmeden yeni bir gen teknolojisi nden de bahsediyor. CRISPR-Cas9 isimli yeni teknoloji sayesinde DNA'nın belli yerleri kesilebiliyor, kopyalanabiliyor ve genetik dizilimde istenilen yere yapıştırılabiliyor. Ancak insanların genetiğinin oynanması ise durumu daha farklı bir boyuta taşıyor. Çin 2015'te insan DNA'sını değiştirerek bir deneme yaptıklarını açıklamıştı. Ancak hastalıklı genlerin ayıklanmaya çalışıldığı araştırma başarısızla sonuçlanmıştı.
BAKTERİ TEMELİ SİLAH YAPIMI
İngiltere'de ise bu senenin başında Francis- Crick Enstitüsü insan embriyonuna genetik müdahalede bulunmak için yasal izin alan ilk bilimsel kurum olmuştu. Clapper'ın bu teknolojilerin, bakteriyolojik silahların yayılması dışında ne gibi tehlikeli sonuçlara neden olabileceğine dair somut örnekler vermemesi ise dikkat çekiyor.
TÜRKİYE'DEKİ BİRİNCİ TEHDİT PKK TERÖRÜ
Raporda
terör örgütü DAEŞ ile mücadelede ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine destek veren Türkiye'nin bir numaraları tehdidinin PKK olduğu belirtiliyor. PKK'nın Suriye'deki politik uzantısı PYD ve ona bağlı silahlı yapılanma YPG'nin de Türkiye'yi tehdit ettiği ifade ediliyor. Türkiye'nin sınırlarında PYD ve YPG'nin giderek artan etkisinden endişeli olduğu ileri sürülüyor. Suriye'de Esad rejiminin etkili olduğu bölgelerde Rusya' nın müdahalesi ve Rusya'nın Kürtlerle yapabileceği işbirliği konusunda Türkiye'nin endişelerine yer verilen raporda mülteci akınının da Türkiye ekonomisi üzerinde 9 milyar dolarlık bir yük oluşturduğuna değiniliyor.