Başbakan May'in, özellikle İngiltere'nin AB'den çıkışında önemli roller üstlenecek makama, referandumda sert ve tartışmalı açıklamalarıyla ön plana çıkan eski Londra Belediye Başkanı Johnson'ı dışişleri bakanlığına getirmesi Avrupa'da soğuk karşılandı.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, İngiltere Başbakanı Theresa May'e görevi devralınca tebrik ve başarı mesajları gönderirken, benzer bir durum İngiltere'nin yeni Dışişleri Bakanı Boris Johnson için söz konusu olmadı.
Johnson'la ilgili, Fransa Dışişleri Bakanı Jean Marc Ayrault, "İngiliz seçmenini yanlış yönlendirdiği" ve "yalancı olduğu" ifadelerini kullanırken, Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de, "İngiltere'yi AB'den ayrılmaya kandıran sorumsuz" değerlendirmesini yaptı.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ise Birleşik Krallık'ın tehlikeli ve kirli döngüyü kırması gerektiğini, bu durumun tüm Avrupa'yı olumsuz etkilediğini kaydetti.
AB'ye Nazi benzetmesi
Johnson, bakanlık görevi öncesinde, AB'yi Nazi Almanyasına benzetmesinden ötürü AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans tarafından sert şekilde eleştirilmişti.
İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson, Osmanlı döneminde Damat Ferit Paşa hükümetinde bakanlık yapmış Ali Kemal Bey'in torununun oğlu.
1964'e New York'ta doğan Johnson, İngiltere'nin prestijli koleji Eton'da, ardından Oxford Üniversitesinde klasik diller eğitimi gördü. Gazeteci olarak Brüksel'de, Times ve Daily Telegraph için çalışan Johnson, 2001'de Muhafazakar Partiden milletvekili oldu. Johnson, 2008-2016 yılları arasında başkent Londra'nın belediye başkanlığını yaptı.
Johnson, Birleşik Krallık'ta 23 Haziran'da yapılan AB referandumuna giden süreçte ülkenin AB'den ayrılması için yürütülen kampanyanın liderleri arasındaydı.
