İki aday, Avrupa'nın ve Fransa'nın geleceği hakkında birbirleriyle tamamen ters siyasi görüşleri savunuyor.
Le Pen'in Ulusal Cephe partisi, ülke sınırlarını göçmenlere kapatmayı ve ortak para birimi eurodan çıkmayı tercih ederken bağımsız ekonomist aday Macron Avrupa'da daha yakın bir entegrasyon ve serbest ekonomiyi savunuyor. Fransa'da geleneksel olarak yarışan solcu ve muhafazakar partilerin adaylarının 23 Nisan'da yapılan birinci turda elenmesi, ülke siyasetinde onlarca yıldır görülmeyen değişik bir tablo yarattı.
BFM TV ve L'Express gazetesi adına Elabe şirketi tarafından yapılan en son ankete göre, Macron'un oyların yüzde 62'sini alarak cumhurbaşkanı seçilmesi bekleniyor. Le Pen'in ise yüzde 38'de kalması muhtemel. Macron'un, bir önceki anketlere göre oyunu üç puan artırmış olması, iki adayın Çarşamba günü televizyonda yaptıkları ve halkın Macron'un üstün bulduğu canlı tartışma programının etkisi olarak görülüyor.
Macron'un, cumhurbaşkanı seçilirse, Haziran ayında yapmayı düşündüğü parlamento seçimlerinin de, henüz mecliste sandalyesi bulunmayan "İleri" isimli siyasi hareketine çoğunluk verebileceği düşünülüyor. Macron'un zaferi aynı zamanda Le Pen'in başkan olmasının ülkede yaratacağı sarsıntının yatırımcılarda yarattığı kaygıyı da giderecek.
Ancak bugün açıklanan bazı anketler, sol seçmenin, adaylarının birinci turu kaybetmesinin yarattığı kırgınlıkla Pazar günü sandığa gitmeyebileceğini ve bunun da katılım oranını düşüreceğini gösteriyor.
