Hepiniz bilirsiniz,
Avrupa'da söylenen ünlü bir söz vardır. "
Türk gibi başla Alman gibi bitir." Oysa bu sözün
Avrupa'da en yaygın kullanış biçimi,
"Türk gibi başla, Alman gibi sürdür, İngiliz gibi bitir" şeklindedir. Çok sonraları, başarının uluslararası tanımı için bu söz şu hale gelmiştir:x
"Amerikalı gibi düşün, Japon gibi planla, Türk gibi başla, Alman gibi sürdür, İngiliz gibi bitir." Türkler işe hızla dalarlar ama sonunu genellikle getiremezler. Oysa
Almanlar çok disiplinli bir şekilde işi sürdürürler,
İngilizler de mutlaka sonuca ulaşırlar.
ABD'DE AŞAĞILANDIK
Bu kadar sözü neden yazdım? Sigara derdinden. Ben yıllar önce, daha doğrusu
1989 yılı
Temmuz ayında,
Amerika'da
Seattle kentinde idim. bir arkadaşımla lüks bir lokantaya girerken bize sigara içip içmediğimizi sordular. Gayrı ihtiyari
"içiyoruz" dedik. Bizi aldılar, tuvaletlerin karşısında, merdiven altı denilebilecek bir yere götürdüler.
"Zıkkımlanın" der gibi oturttular. İtiraz ettik,
"sigara içmeyeceğiz" dedik ama, ikna edemedik. Üçüncü sınıf insanlar gibi
"aşağılanmış", hakarete uğramıştık. Terk ettik lokantayı ama o gün, sigarayı bırakma kararını aldığım gündür.
Ayvalık'ta genellikle sabahları
5 kilometre yürüyüş yaparım. Önüme çıkan otobüs duraklarındaki
"Burada sigara içilmez" afişleri beni keyiflendir. Açık havada da olsa sigara dumanı çevreye zarar verdiği için bunu çok olumlu bulurum. Dün
5 arkadaş balığa çıkmıştık. Ne mutlu ki, beşimiz de sigara içmiyorduk. Yani, teknenin içi
"yüzde 100 dumansız hava sahası" idi. Bir ara İş Bankası müdürlüğünden emekli
Mehmet Gökçen,
"Dün dolmuşa binecektim bir baktım şoför koltukta fosur fosur sigara içiyor, kapıyı kapattım, binmedim. Şoför 'neden' diye sordu. Sigara içiyorsun dedim, bir gazladı ki görmeyin. Öfkeyle gitti" dedi. Konu sigaradan açılınca, bir de konuyu açanlar sigara içmiyorlarsa sohbetin keyfine diyecek yok. Herkes şoförü kınadı ve olayları anlatmaya başladı.
Papiro İbrahim Akyıl, "Ağabey artık kimse sigara yasağını takmıyor. Artık lokantaların içinde bile içiyorlar" dedi. Denetim eksikliğinden yakındı.
DENETİMLER BİTTİ
Hurşit Sivas, toplu taşıma duraklarında
"sigara içilmez" tabelasına rağmen, yasağa uyulmadığını, içenlerin de
"uyarılmadığını" vurguladı. Öğretmen
Emin Bilim ise, insanların
"Bana bir şey olmaz" düşüncesi hareket ettiklerini ve onun için ne olur ne olmaz diye
"uyarıdan" kaçındıklarını anlattı. Sonra da, sigara içmeseler bile, sigara içilen ortamda bulunanların
"pasif içici" olarak, sigaranın zararlarından, bazen içenlerden daha çok etkilendiklerini de söyledi. Sigara yasağı
19 Temmuz 2009'da yürürlüğe girdi. Ancak ilk başlardaki
"sıkı denetim" artık yok. Bizim sohbetten çıkan sonuç da o oldu. Hiçbirimiz, sigara içildiği için ceza verilmiş bir işyeri ya da kişi hatırlayamadık. Oysa, bırakın toplu taşıma duraklarını, gittiğimiz iş yerleri, lokantalar ve kahveler artık iyice laçkalaştırmış durumdalar. Kapalı kısımlarda sigara içenler, yine
"çok rahat olmasalar" da sigaralarını tüttürüyorlar. Eskiden gözlerden saklanan kül tablaları, kapalı alanlardaki masaların üzerinde rahatça tutulabiliyor. Bu masalara oturanlar da, kül tablasını görünce,
"sigara içiliyor" sanıp sigarasını yakıyor. Sigara yasağı konduğunda,
Ayvalık,
Sağlık Müdürlüğü,
Zabıta Müdürlükleri ve
Emniyet yetkilileri yasaya uyulup uyulmadığına sıkı bir şekilde kontrol ediyoriardı. Şimdi onları gören yok. Oysa sağlığımız açısından çok önemli. Sigaranın binlerce zararından bir kaçını saysak bile, her gün sigara kontrolü gerekli kılar. Eğer birinin düzensiz nabız atışları yani taşikardisi varsa ve onlar sigara içiyorlarsa bilin ki ondandır. Ağız kuruluğu, konsantrasyon eksikliği, koordinasyon bozukluğu, algılama bozukluğu, kuru öksürük, panik, korku, kuşku hali. Bunları ben söylemiyorum, doktorlar söylüyor. Devam edelim, motivasyon yokluğu, depresyon, gerginlik, sinirlilik, yerinde duramama, huzursuzluk, reflekslerde bozulma, bellek bozukluğu, sorun çözme yeteneğinde kayıp ve bilinç kaybı. Ağız ve diş eti hastalıkları, ağız kanseri ve en önemlisi akciğer kanseri. Siz siz olun sigara içmeyin.