Önceki gece, geç vakit bir arkadaşım harıl harıl deniz kestanesi arıyordu,
"Hayrola" dedim,
"Bu saatte nedir bu telaş?" "Gözümde arpacık çıkıyor, sancı yapıyor, ne yapabilirim diye sordum, bana deniz kestanesini tavsiye ettiler.
Bulursam bir kaç kaşık yiyeceğim, immune sistemini, yani bağışıklık sistemimi güçlendirecekmiş" dedi.
Bizim
Ayvalık'ta kara diken dediğimiz deniz kestanesinin, bir çok şeye iyi geldiğini duymuştum ama gözdeki arpacık için iyi geldiğini de böylece öğrenmiş olduk.
Deniz kestanesi, genellikle kayalık ve temiz kumlu sularda ve diplerde yaşayan bir deniz canlısıdır. Yuvarlak, top görünümü ve üzerindeki dikenleriyle gerçekten kestaneye benzemektedir. Üzerinde aralıklarla sıralanmış, boy boy, uçları çok sivri iğnelere benzeyen dikenli bir deniz canlısıdır.
Aslen
Karadenizli olan ben, kara dikeni yani deniz kestanesini ilk kez
İzmir'de
Deniz Restaurant'ta yemiştim. Deniz kestanesini ilk kez yiyen herkes gibi, ben de,
"Olur mu canım, bu da yenir mi?" diye itirazda bulunmuş ama, o zaman lokantanın sahibi olan,
Yılmaz Bey'in
"ikna gücü" sayesinde, bir kaç kaşık tatmak zorunda kalmış ve çok beğenmiştim.
İşte şu günler tam kara diken günleri.
Sabahları
Çamlık yolunda yürüyüş yaparken, ellerinde uzun sopalarla sığ sularda kara diken çıkaran balıkçıları görüyorum. Sopaları uzatıp denizin dibindeki kara dikeni alıyorlar ve sandallarındaki içi deniz suyu dolu kovaya atıyorlar. Yeterli miktarda topladıktan sonra kıyıya gelip, kara dikenleri makasla keserek içindeki havyarları kaşıklı ayran şişelerine doldurup taze taze satıyorlar.
BİR ŞİŞESİ 10 LİRAYA
Bir şişe kara dikenin fiyatı sandallarda
10 lira. Bazı balıkçı dükkanları aynı şişeyi
15 liraya da satıyorlar. Sabah sandaldaki balıkçıdan alırsan
10 lira, geç kalır, öğleden sonra dükkandaki balıkçıdan alırsan
15 lira.
Bizim
Ayvalık'ta ve bütün
Ege Denizi koylarında bol miktarda kara diken var.
Üreme mevsimi olan
Ocak ayından
Mart ayı sonuna kadar en uygun zamanı. Hem bol havyarı var hem de en verimli çağları.
Maalesef kara dikenin yani deniz kestanesinin ekonomik ve besin değeri
Türkiye'de pek bilinmiyor. Özellikle
Türk erkekleri tarafından
"afrodizyak" özelliği öne çıkarılarak yenen kara dikenler, özellikle
Uzak Doğu ülkelerinde pek revaçta.
Uzak Doğu ve
Avrupa ülkelerinde, afrodizyak özelliği ve popülerliği ile sık sık sofralarda yer alıyor. Başta
Japonya olmak üzere,
Fransa,
Yunanistan,
İtalya,
Şili ve diğer
Uzak Doğu ülkelerinde, kara diken tüketimi çok yaygın. Maalesef ülkemizde, yüksek besin değeri tam olarak anlaşılamadığı için, böyle bir alışkanlık yok.
TEMİZLENİP YENMELİ
Kara dikenin en makbulü, genellikle kahverengi görünümünde olan dişi kara dikenin içinde bulunan portakal dilimi gibi yumurtalardır.
Onların yanında iç organları ve bağırsakları da vardır ve onların temizlenmesi gerekir.
Bazıları içinde ne varsa olduğu gibi yerler ama bana göre temizlenerek yenmesi daha doğrudur. Bizim
Yediyıldız Papiro'nun dediğine göre, en güzeli, ayıklanan ve temizlenen yumurtaları, zeytinyağı ve çok az soya sosu ve limonla terbiye ederek yemektir.
Dişi kara dikenler daha büyük olmalarına karşın dikenleri daha kısadır. Erkekler koyu lacivert ya da siyah renkte ve çok uzun dikenlidir. Dişilerden daha fazla yer kaplamalarına rağmen daha küçüktürler.
Günümüz tıp biliminde deniz kestanesinin içindeki turuncu kısmında iyi edici özelliklerin bulunduğu kanıtlanmıştır. Zaten
Çin'de, deniz kestanelerinin bu turuncu kısımları pirinç unuyla karıştırılarak, kaşıntılar, yaralar, kabuklar gibi bazı deri hastalıklarını iyi edilmesinde kullanılmaktadır.
Japonya'da, kurutulmuş ve ezilmiş bu turuncu kısımlar, çok pahalıya satılmaktadır, hatta havyardan bile daha pahalıdır. Afrodizyak, uyancı özellikleri nedeniyle
Japonya'da çok tutulan bir üründür.
Sicilyalı denizciler ise, deniz kestanesinin turuncu kısımlarını zeytinyağıyla karıştırarak, deriyi yumuşatmak ve kırışıklıkları önlemekte bir krem gibi kullanıyor.
Haydi bakalım deniz kenarına kara diken toplamaya...