O uzun sıcak yaz gecelerinde (eğer bir kıyı kentinde oturuyorsanız, kesinlikle sırtınıza pamuklu bir hırka da alarak) denize nazır geniş kaldırımlarda bir aşağı bir yukarı "piyasa"ya çıkar, önce güneşi batırır, ardından da bir çay bahçesine oturup biten günün yorgunluğu üstüne bir bardaklık rahat bir soluk alırdınız; hatırlıyor musunuz?
Hatırlıyor musunuz, akşam yemeklerinin ardından çoluk çocuk cümbür cemaat yürüye yürüye gidilir, kapısı önünde karpit lambası ya da küçük şiş karınlı piknik tüplerinden bozma bulanık ışıklar altındaki nohut-çekirdekçiden bir külahlık "eğlencelik" alınır ve bu günün su parasına bir biletle içeri girilirdi.
AŞKLARA GÖZ YAŞI
Hatırlıyor musunuz; her semtte vardı ve yine her semtin insanı sanki söz birliği etmişçesine hemen hemen her akşam gergin yüzünde yıldızların gezindikleri, inanılmaz bir hızla kirlenivermiş beyaz perdesinde, hayalden insanların hayalden aşklarına, kavgalarına, onmaz sevgi ya da hayalden düşmanlıklarına tanık olur, kimi kez onlarla üzülüp yine onlarla göz yaşı döker, kimi kez de son anda yetişip "masum kız"ı kötü adamların ellerinden kurtaran "esas oğlan"a nasıl da yürekten alkış tutardık.
Gün geldi, her şey gibi (iyi ve güzel olan her şey gibi ) o güzelim yazlık sinemalar da tarihe karışıp yok oldular.
Yerlerine yaz sıcağını daha da boğucu biçimde duyduğumuz evlerimizin dört duvarlı odalarında, bizi kıskıvrak tutsak alan aptal kutusu televizyonlar, kurum kurum kurumlanarak geçtiler.
Bir süre unuttuk yazlık sinemaları.
Sonra nasıl olduysa oldu, birilerinin aklına düştü; bir özlem, bir "nostalgie" olarak. Önce kalabalıklar yerine "seçilmişler " yazlık sineması olarak çok büyük, çok zengin otellerin teraslarında (sözde) eğlentilik oldu.
HER YAŞIN SİNEMASI
Sonra İzmir Fuarı'nda gerçek bir yazlık sinemaya kavuştuk. Gerçek ve eskinin sahiden de tıpa tıp kopyası bir yazlık sinemaydı. Çocukluğumuzun, ilk gençliğimizin ve orta yaşlılığımızın yazlık sineması yani...
Sonra efendim, yazlık sinemalar bizi aldıkları gibi bir anda unutulmuşlar denizinden hatırlamalar okyanusuna taşır oldular.
Vakittir dilerim, şu günlerde çevrenize bir yazlık sinema açılmış olsun, gidin siz de.
Neredeyse unutmak üzere olduğunuz geçmişinizden kimi kesitleri hatırlayacak ve çok mutlu olacaksınız.
İnanın bana!